Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz

TÜRKİYE´NİN DÖRT SORUNU

SÜLEYMAN KARAGÜLLE- 12.08.2018

TÜRKİYE´NİN DÖRT SORUNU

Türkiye´nin bugün dört önemi ve çözüm bekleyen sorunu vardır.

1
Yap-işlet-devret modeli ile yapılan yatırımlar bugün sorun olmaya başlamıştır.
Garantili yap-işlet-devret modelinin bugün ülkemize ne yükler yüklediğini ben değil Sözcü gazetesinin bir yazarı çok net ve açık bir dille anlatmıştır. Garanti kâr sağlamak faizdir. Onun da mahvedeceği Kur´an´da açıkça bildirilmiştir. Yap-işlet-devret modelinin başka bir zararı, dışarıdan emek değil sermaye gelmektedir. Emek ise yurt içi sermayeyi kullanılmaktadır. Halk daha fazla ücret görünce işini gücünü bırakarak onlara işçilik yapmaktadır. Yatırım durunca köyler boşalmış, kasabalardaki dükkânlar kapanmış, kentlerdeki fabrikalar iflas etmiş ve iç tüketimi karşılayacak üretim olmamıştır. Bugünkü Türkiye´nin durumu budur. Oysa yapılacak iş; yap-işlet modelinde yurt içi emek değil de yurt dışı emek istihdam edilmeli idi. Bunu sağlamak için de yabancı işçilere imkânlar tanımak ve onları Türkiye´ye taşımak olmalıydı. Uyarılarımıza rağmen yabancı işçinin Türkiye´ye girmesini engelleme siyasetine gidilmiştir. Daha önce eski Sovyetler, sonra Iraklılar, daha sonra Suriyeliler Türkiye´ye iltica etmiş ve bu sayede Türkiye şimdiye kadar nefes almıştır. Olan olmuştur. Şimdi bu sorunu nasıl çözeceğimiz üzerinde durmalıyız. Bu haftaki ikinci makalemde bunun çözümünü sizlere arz edeceğim. Onlar nasılsa okumuyorlar ve kör-dilsiz-sağır olmaya devam ediyorlar. Siz okuyucularımı Kur´an´ın çözümlerinden haberdar etmek istiyorum.

2
Dış borç sorunu ikinci büyük sorundur.
Türkiye 1950´den beri borçlanmakta ve borcunu artırmaktadır. Borcunu borçla ödemektedir. Osmanlı İmparatorluğu´nu borçlandırarak yıktılar. Borç verdiler, verdiler ve sonunda ödeyemeyince Duyun-u Umumiye kurup devletin gelirlerine haciz koydular. Sonunda imparatorluk yıkıldı. Türkiye o borçları ancak 1950´de bitirdi. O zaman da Demokrat Parti´yi iktidar ettiler ve Türkiye´yi borçlandırmaya başladılar. Şimdi can boğaza dayanmıştır. Gerekli tedbirler alınmazsa Duyun-u Umumiye benzeri kurumlar oluşacak ve Cumhuriyete de son verilecektir. Her şeyden önce Türkiye çok zengin bir ülkedir. Gerekli tedbirleri aldıktan sonra iki yıl içinde borçları sıfırlar. Bunun nasıl olacağını bu haftaki ikinci makalemde anlatacağım. Ak Parti sağırlığını sürdürür, Ordu Ak Parti´yi uykudan uyandırmazsa, beklenen Osmanlıların akıbetidir. Bu makalemde bir kere daha yazıyorum; Ak Parti bizim diktiğimiz bir fidanın partidir. Biz büyütmedik ama fidan bizim. Onun bu hallere düşmesinden biz rahatsız oluyoruz, onlar ise derin uykudalar, ?Uyan derin uykudan uyan? seslerini işitecek kulakları yok.

3
Enflasyon ülkemizin üçüncü sorunudur.
Yap-işlet-devret modeli, borçlar ve faiz ülkedeki üretimi düşürmektedir. Bu da ürünlerin fiyatlarını artırmaktadır. Bir ülkede %2,5 enflasyon yararlıdır. %5 enflasyonun zararı yoktur. %10 enflasyon devleti hasta eder ama öldürmez, şeker hastası gibi yaşatır. Enflasyon %10´u geçti mi artık vücut hastadır ve ağrılar duymaya başar. Sarmal enflasyon başlar. Enflasyon artınca faizi artırmak zorunda kalırsınız. Faizi artırınca enflasyonu artırırsınız. %100´e kadar enflasyonda hastalık içinde devlet yaşar. Enflasyon %100´ü geçti mi hasta artık yoğun bakımda yaşayabilir, er veya geç ölümü mukadderdir. Bugün Türkiye faizli ekonomi sarmalı durumuna girmiştir. İkinci makalemde buna bugün ne çare bulabiliriz, bunun üzerinde duracağız. Biz iktidarı eleştirmiyoruz. Yapılanların zararları olduğu gibi yararları da olmuştur. Türkiye zengin ülkedir. Basit müdahalelerle Türkiye sağlığına kavuşur. Yapılanlar hayra dönüşür. Ben yazıyorum, siz okuyucularım okusun diye; bir gün er veya geç, devletimiz yıkılmadan önce veya sonra iş size düşecektir. Siz bu ülkeyi kurtaracaksınız. İkinci istiklal savaşını yapmak zorunda kalsanız da Türkiye´ye ve yeryüzüne Kur´an´ın nurunu getireceksiniz. Çünkü kâfirlerin hoşuna gitmese de Allah nurunu tamamlayacaktır.

4
Dördüncü sorun Türkiye´nin ekonomik kriz ile karşı karşıya gelmesidir.
Ekonomik kriz şu demektir. Mağazalarda yığılan mallar satılmaz. Dolayısıyla fabrikalar yeni üretim yapamaz, işçilere ücret ödeyemez. Halk aç kalır, mağazalara gidip mal alamaz, böylece ekonomi tıkanır, döngü durur. Sermaye bu yolla devletleri yola getirmeye çalışmaktadır. Halk bunu veresiye ile yener. Bakkallar veresiye satarlar, malları veresiye alırlar, böylece halk kendisi para icat eder, döngü devam eder. Türkiye ve Rusya bu sayede yaşamaktadır. Türkiye´ye henüz kriz gelmemiştir ama aşırı enflasyon krizi zaruri kılar, çünkü insanlar veresiye de satamazlar. Bunun çözümü ikinci makalemizde verilecektir. Biz Akevler´de bunu demir-çimento senedimizle yendik. Bizi batıramadılar. Şimdi faaliyetteyiz. Devletin bize zorluk çıkarmaması gerekir. Gölge etmesin başka ihsan istemiyoruz.



Anahtar Kelimeler: TÜRKİYE DÖRT SORUNU

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


YAZARLAR

Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz