Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz

Talat Aydemir'in darbe girişimi radyo yayını ile engellenmişti

27 Mayıs darbesinden sonra, bir takım ulusalcı kaygılarla, İnönü iktidarı döneminde darbe teşebbüs ettiğii için idama mahkûm edilen Albay Talat Aydemir'in 'konuya dair' kendi hatıralarından oluşturulan ve Dünya Bülteni tarafından yayımlanan yazı...

Talat Aydemir

Dünya Bülteni - Tarih Dosyası

27 Mayıs 190 darbesini hazırlayan cuntanın öncülerinden olan Talat Aydemir darbenin yapıldığı tarihte Kore’de bulunan Türk Birliğinde görevliydi. Bu yüzden darbe sonrası kurulan Milli Birlik Komitesinde yer alamadı. Ancak üç ay sonra Türkiye’ye döndüğünde öncü olmanın karşılığını Ankara’daki Harp kulu komutanlığına atanarak aldı. 

 
Albay Talat Aydemir   

TBMM toplanmadan önce müdahale edilmeli 

27 Mayıs askeri darbesi ile ülke yönetimine el koymuş olan Milli Birlik komitesi yeni anayasa ve seçim çalışmaları ile yeni rejimi oluşturmaya başladığında kendi içinde fikir ayrılıkları yaşamaya başladı. Milli Birlik Komitesi yeni anayasa ve seçim ile birlikte iktidarı sivillere bırakmayı düşünmekteydi. Ancak Cemal Gürsel ve İsmet İnönü’nün beraber yürüttüğü bu geçiş sürecinden memnun olmayanlar da vardı. Komite içindeki bazı subaylar yapılan devrimin başarıya ulaşması için askeri yönetimin uzunca bir süre daha iktidarda kalması düşüncesindeydi. Bu fikrin bir sonucu olarak ordu içerisinde yeni bir cunta kuruldu. Silahlı Kuvvetler Birliği adındaki bu cunta seçimlerin yapıldığı 15 Ekim 1961’den bir hafta sonra 21 Ekim 1961 tarihinde İstanbul’da Harp Akademilerinde bir toplantı yaptı. Yapılan toplantıda Türkiye Büyük Millet Meclisi toplanmadan önce müdahale edilmesi ve "İktidarı milletin hakiki ve ehliyetli temsilcilerine tevdi etme(k)ye" gerektiği yönünde bir karar aldı.  Silahlı Kuvvetler Birliği bu kararın hiçbir surette 25 Ekim sonrasına ertelenmeyeceğine dair yemin etti. Ancak Genelkurmay üst kademesinin 23 Ekimde yaptığı bir toplantı ile darbe planlayan bazı subayları ikna etmeleri darbe girişiminin gerçekleşmesini engelledi. 

Bu arada TBMM açıldı ve İsmet İnönü’nün Başbakanlığında CHP ve AP hükümeti kuruldu. Ancak rejimin normalleşmeye başladığı bu günlerde Silahlı Kuvvetler Birliği yeni bir darbenin planlarını yapmakla meşguldü. 9 Şubatta bir protokol imzalayarak darbe konusundaki kararlılığını ortaya koyan cuntaya karşı ordunun komuta kademesi 18 Şubatta yaptığı geniş katılımlı toplantı ile cevap verdi ve darbe girişiminin önünü aldı. 

Darbenin gerekçeleri.. 

Albay Talat Aydemir"e göre emir komuta zinciri içerisinde şu sebeplerle bir müdahale yapmak gerekiyordu: “27 Mayıs ihtilâlinin hedefleri gayet açıktı. Memlekette iki kampa ayrılmış, vatandaşlarda milli birlik ruhunu sağlamak ve milleti bir bütün haline getirmek. Partiler üstü bir görüşe sahip reorganize edilmiş bir silahlı kuvvetler meydana getirmek. Memleketi iktisaden ve sosyal ve kültürel yönden kalkındıracak köklü reformları yapmak.

Ama statükocu ve Atatürk ilkelerinden taviz verilerek rötuş yapmayı kendisine şiar edinen bir CHP ve onun liderinin tutumu ile 27 Mayıs ihtilâli dejenere ettirilmiş ve silahlı kuvvetlerin 22 Şubat 1962’de silahlı olarak direnmesine zorla itilmiştir... Koalisyon hükümetinden hiç kimse memnun değildir. Meclis çalışmaları istikbale ait ümit verici değildir. 19 Ocak 1962 günü genelkurmayda Org. Cevdet Sunay başkanlığında 72 kişilik bir toplantı yapıldı. (Ankara da ne kadar general varsa dahil.) Silahlı kuvvetlerin huzursuzluğu izah edildi. Ama kimler tarafından, yalnız albaylar tarafından, çünkü generaller bizimle aynı fikirlerde olmakla beraber, aynı cesarete sahip değildiler. Yalnız kaldıkları zaman tenkit etmekte bizden ileri idiler...” 

Yanlış alarm 

Talat Aydemir’in ikinci girişimi de 18 Şubat’ta engellenince, Aydemir ve arkadaşlarının 20 Şubat gecesi darbe girişiminde bulunacağı haberleri Ankara’da kulaktan kulağa yayıldı. Ankara’da bazı ordu birlikleri alarma geçti ve yeni bir darbe girişimi başladığı sanıldı. Aslında böyle bir girişim yoktu Genelkurmay Başkanı Cevdet Sunay Talat Aydemir’i Genelkurmaya çağırarak sert ifadelerle yaşananları sordu. Talat Aydemir kendisinin bu durumla ilgili bir bilgisinin olmadığını söylese de Genelkurmay Başkanı Cevdet Sunay “birliklerinize alarm verdiğiniz için nakiller yapılacaktır. Bu şartlarda sizleri himaye ettiğimi bilmenizi isterim” diyecekti. Aynı gece Genelkurmayda bir toplantı yapılan toplantıda ordu içerisinde huzursuzluk çıkaran subayların doğudaki birliklere tayinleri kararlaştırıldı. 

Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı da darbecilerin safında 

Bu gelişme üzerine 21 Şubatı 22 Şubata bağlayan gece Talat Aydemir ve arkadaşları tayinleri durdurmak için kendi başlarına harekete geçtiler. Harp Okulunu alarma geçiren Talat Aydemir’in ardından Tank Okulu, Süvari Grubu,Muharebe Okulu,Zırhlı Birlikler Eğitim Merkezi ve Jandarma Okulu da alarm durumuna geçtiler ve kısa bir süre içinde Ankara’nın kontrolünü ele geçirdiler.  Genelkurmay tarafından Polatlı ve Çubuklu’dan getirilen bazı kuvvetler de Talat Aydemir’in tarafına geçti. Hatta Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı da darbecilerin safına geçti. Muhafız Alayının kontrolünü ele alan Binbaşı Fethi Gürcan Çankaya’da bulunan Başbakan İnönü ve kuvvet komutanlarını tutuklamak istemişse de Talat Aydemir tutuklamaya karşı çıktı ve gitmelerine izin vermesini emretti. 

 
   

Ankara’da kontrolü ele geçiren Talat Aydemir’in amacı ülke yönetimine doğrudan el koymak değildi. Bu yüzden de devlet erkanının Çankaya’dan ayrılmasına müsaade etmişti. Gürsel’in ve İnönü’nün Çankaya’dan ayrılmasına müsaade eden Aydemir’in Cumhurbaşkanından talepleri ise şunlardı: TBMM’nin derhal kapatılması,  atamaların durdurulması, gözaltına alınanların bırakılması ve Hava Kuvvetleri'ndeki cunta karşıtlarının cezalandırılması. 

Kan dökülmesin, orduda namlu namluya dönmesin 

Aydemir’in bu talepleri Genelkurmayda Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel’in başkanlığında, Başbakan İnönü, parti liderleri ve kuvvet komutanları ile yapılan toplantıda ele alındı. ve reddedilmesi kararı alındı. 22 Şubat saat 01:00’da  Genelkurmay tarafından gönderilen bir heyet, kan dökülmeden harekatın durdurulması şartıyla kimseye ceza verilmeyeceğini Talat Aydemire bildirdi. Aydemir atamaların durdurulması yönündeki talebinde ısrarlı olsa da bu kabul edilmedi. Buna karşın gece saat 03:00 gibi birliklere alarmı kaldırdığını ilan etti ve evine döndü. Aydemir gece harekatı niçin durduğunu da daha sonra hatıratında şöyle ifade eder: Ankara’da önümüzde duracak bir kuvvet yoktu. Kan dökülmesin, orduda namlu namluya dönmesin, tarihte bu lekeyi silemeyiz diye o gece harekâta katılanlar bir tek silah patlatmadan hayatlarımızı feda ederek harekatı durdurduk. ” 

Darbe girişimi ve radyo üzerinden mücadele 

Darbe girişimi bu şekilde sona erdikten sonra Aydemir ve diğer subayların orduyla ilişiği kesildi ve emekliye sevk edildiler. Buna rağmen Aydemir ve arkadaşları yeni bir darbe girişimi için de plan yapmaya başladılar. 27 Mayıs’ı devam ettirmeye kararlı olan darbeci subaylar 20 Mayıs 1963 gecesi harekete geçtiler. İhtilalin parolası ‘Harbiyeli’,işareti ise ‘Aldanmaz’dı. 21 Mayıs günü Talat Aydemir ve arkadaşları radyoevini ele geçirdiler. Radyoda “Dikkat dikkat! Şimdi Türk Silahlı Kuvvetleri İhtilal Genel Karargâhının bildirisini dinleyeceksiniz: Büyük Türk Milleti’ne” diye başlayan bildiriyi okudular. Ancak bir süre sonra radyo yeniden hükümet yanlıların eline geçti. Marşlar eşliğinde yapılan yayında, bir yanlışlık olduğunu herhangi bir ihtilal durumunun olmadığını belirten bir açıklama okundu. Ancak birkaç saat boyunca hükümet yanlıların elinde kalan radyo kısa bir süre sonra tekrar Talat Aydemir ve arkadaşlarının eline geçti. Radyo üzerinden yürüyen mücadelenin kazananı ise hükümet ve genelkurmay oldu. Radyo yayınını Etimesgut’tan kestiren hükümet buradan tekrar yayına başladı. Genelkurmay Başkanın Radyoda yayınlanan “Türk Silahlı Kuvvetleri hükümetin emrindedir. Kara, deniz, hava ve jandarma komutanlıkları hükümeti desteklemektedir. Talat'ın 3-5 adamı hüsrana uğrayacaktır. Maceraperestler muvaffak olamayacaklardır ve cezalarını göreceklerdir. Bunlar toplanmaktadırlar." demeci darbeci subayların çözülmesine sebep oldu. Talat Aydemir hatıratında o geceyi de şöyle anlatır:  “Halbuki karşımızda hiçbir kıta yoktu. Subaylar tankları bırakıp, bölükleri bırakıp kaçmasaydı, hiçbir şey olmayacaktı. Tek radyonun bu kadar tesirli bir silah olduğunu o zaman anladım. Mağlubiyetimizin tek sebebi radyodur...”

Darbe girişiminin sonuçsuz kalmasının ardından Harp Okulundan ayrılan Talat Aydemir ailesinin yanına giderek onlarla vedalaştı ve sonrasında polise teslim oldu. Yaklaşık bir yıl süren mahkemenin sonucunda ise Talat Aydemir ve üç arkadaşı idama mahkum edildi. Böylece Aydemir iki kez denediği ancak başarılı olamadığı darbe girişiminin bedelini idamla ödedi. 5 Temmuz 1964'de cezası infaz edildi.

Kaynaklar:

Albay Talat Aydemir, Hatıratım

 



Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


YAZARLAR

Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz