Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov medyaya yansıyan bir açıklamasında, ABD´nin Suriye´deki müttefiki YPG ile Fırat´ın doğusundaki toprakları sözde devlet kurmak amacıyla kullanmaya çalıştığını söylüyor. Bu açıklama Suriye´de ABD ve Rusya arasındaki rekabetten kaynaklandığı söyleyerek görmezden gelmeye kalkılsa bile aynı günlerde ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo´nun medyaya yansıyan açıklamasında, ?harika ortak´ olarak nitelendirdiği Pompeo, ?PYD´nin barış müzakerelerinde masada yer alacağına dair garanti verdi? deniliyordu. Kısacası, Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov ile ABD Dışişleri Bakanı Pompeo´nun söyledikleri aynı kapıya çıkıyor. Her iki Dışişleri Bakanı´nın yaptığı açıklamada YPG´nin Suriye´de hâkimiyet sağlayacağı bir alana kavuşturulacağı görülüyor. İşin bir başka boyutu da iki dışişleri bakanının aynı günlerde benzer manaya gelen açıklama yapmaları? Sanki bu açıklamalar Suriye´nin parçalanması konusunda ABD ile Rusya´nın açıklanmayan bir mutabakat sağladıklarını gösteriyor. Böyle bir mutabakatın iki devletin karşılıklı hedeflerini korumaya yönelik olduğunu söylemek yanlış olmaz.
Bu noktada Türkiye´nin Kuzey Irak´ta olduğu gibi Suriye´de de bir Kürt devleti kurulmasına karşı olduğunu hatırlatmak gerekiyor. Ancak, Irak´ta bir Kür devleti kurulmasına karşı olunmasına rağmen o günün şartlarında ABD´nin isteği gerçekleşti. Şimdi benzer bir oyun Suriye´de hayata geçirilmeye çalışılıyor. Çünkü Türkiye yıllardan beri ABD´nin Suriye´de PKK-YPG ile ortak hareket etmesine karşı çıkmasına rağmen geçtiğimiz Cuma günkü bir gazetemizde, ?YPG´ye bir haftada 500 TIR silah gitti? başlığı atında yer alan haberde şöyle deniyordu:
?Münbiç´te Türkiye ile ortak devriyeye hazırlanan ABD, bir yandan da terör örgütü YPG´yi ağır silah ve zırhlılarla donatmayı sürdürüyor. Son bir haftada ABD tarafından gönderilen 500´den fazla TIR, PKK/SDG´ye silah ve malzeme taşıdı.?
Hemen belirteyim ki, bu haberlerde yer alan hususlar aslında hiç kimsenin meçhulü değil. Benzer açıklamaların ve haberlerin medyada sık sık yer alıyor olması belki de ABD´nin planını hayata geçirme hususundaki hazırlığını oluşturuyor. Ancak, bu gelişmeler yaşanırken ABD ile TSK´nin Münbiç´teki ortak devriye öncesinde Gaziantep´te silah sistemleri ve angajman taktikleri konusunda eğitime başladığı haberi medyada yer alıyordu. Bu arada İçişleri Bakanı Soylu dünkü bir gazetede, ?ABD´ye hiçbir zaman inanmayız? başlığı altında yer alan açıklamasında, ?Amerika aymaz bir şekilde terör örgütlerini destekliyor. Arkadaşlarımız şehit oldu, güya ABD büyükelçiliği bir taziye mesajı yayınladı. Biz buna timsah gözyaşları deriz? diyordu. Sayın Bakan´ın bu sözlerine itiraz mümkün değil. Tüm söyledikleri gerçeğin ifadesi. Ancak, tüm bu açıklamalara rağmen ABD ile ileride ortak hareket etmek için başlatılan ortak eğitimin anlamı ne? Söylem ile eylem arasında ciddi bir çeliş ki yok mu?
Özellikle Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov´un, ?ABD Suriye´de devlet kurmaya çalışıyor? sözleri ile ABD Dışişleri Bakanı Pompeo´nunYPG´nin barış masasında yeri olacak? açıklamasına terör örgütünü hızlı bir şekilde silahlandırmalarına rağmen terör örgütüne karşı birlikte hareket etmek adına ortak eğitim yapmak ne sağlayacaktır? Türkiye´ye verilmiş bir takım sözler mi vardır? Eğer verilmiş sözler var ise bu sözlere güvenmek mümkün olabilir mi? Çünkü Irak´ta Türkiye Irak´ın toprak bütünlüğünden yana olduğunu açıklamalar hep desteklenmişti. Ama sonuçta orada Kürt bölgesi oluşturuldu. Bunun ikinci ayağı olarak Suriye görünüyor. Çünkü bölgede oluşturulacak Kürt devletini kendi güvenliği için İsrail istiyor. ABD´de bu isteğe destek veriyor.
