Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz

Siyaset ve İktidar

İSMAİL KILLIOĞLU- 05.09.2018

Siyaset ve İktidar

Genel olarak ?siyaset? ile ?iktidar? kavramları eş anlamda kullanılmaktadır. Böyle bir anlayışa varılmasında siyasetin somutlaşmasını tezahür ettirdiği varsayılan iktidar olgusu ve onun göstergesi olarak kabul edilen ?hükmetme? ya da daha teknik ve özel anlamında ?egemenlik? duygusudur. Daha basit ifade edilirse ?emretme?, ?buyurma?, ?itaat altına alma? keyfiyetidir. Bütün bunlar, son çözümlemede, insanın duyu yetisiyle ilişkilidir ve mahiyeti gereği duyular çeşitlilik gösterir, aynı zamanda değişkenlik belirgin niteliğidir. Nitekim her ne kadar ?iktidar? denildiğinde ilk ve doğal olarak siyasete göndermede bulunulsa da, iktidarın somutlaşması ya da görünür nitelikte ortaya çıkması, başka durumlarda veya alanlarda söz konusudur. Sözgelimi yaptığı iktisadi faaliyetlere bağlı olarak belli bir servet birikimi elde eden kimsenin ?zenginlik? olarak tanımlanan durumu, ona bir tür ?iktidar? da sağlamaktadır. Keza olağanüstü durumlarda gerçekleştirdiği bir takım etkinliklerle diğer insanlardan farklı bir ilgi elde eden kimse de bir çeşit iktidara sahip olmuştur denebilir. Yazdığı edebi eserler ile mesela romanlarıyla, toplumda merak uyandırmış ve rağbet görmüş, geniş okuyucu kitlesine hitap eder konuma gelmiş bir yazar da, farklı nitelendirme konusu olsa bile, bir bakıma değişik türden bir iktidar elde etmiş sayılabilir. Hatta insan ve toplum bağlamında olumsuz davranışlarıyla temayüz edip tanınmış ve o nitelikleriyle ünlenmiş bir kimsenin de, mesela mafya babası veya üyesinin de farklı türden iktidarı söz konusudur.

 

Bu bağlamda, nitelendirmeler, tanımlamalar ve değerlendirmeler çeşitli etmenlere dayanmış olsa bile iktidarı ?güç?, özellikle ayırt edici niteliği bakımından ?maddi güç? şeklinde adlandırmak, basitliğine rağmen açıklayıcıdır. Nitekim maddi güç de mahiyeti ve niteliği itibariyle duyularla doğrudan ilişkilidir. Dolayısıyla iktidarı aynı zamanda maddi güç olarak tanımlama büyük bir sakınca doğurmaz.

Siyaset, öz olarak, insan ve toplum, özellikle de bunların yönetimiyle, idare edilmesiyle, birlikte yaşamaları imkân ve şartlarının gözetilip meydana getirilmesiyle ilişkilidir. Batı dillerine geçmiş olan ?politika? kelimesinin kökeni olan Grekçe ?polis? kelimesinin anlamı da böyledir. Bu çerçevede siyaset de bir tür ?iktidar?ı içkindir, ama buradaki iktidar, her şeyden önce duyularla değil akıl ve onun verileriyle doğrudan bağlantılıdır. Hatta Siyaset Felsefesi bağlamında siyaset ve içkin olduğu iktidar, yöntemi ve içeriği itibariyle akıla dayanmak durumundadır. Birçok siyaset felsefecisinin insan ve toplum tasavvuru akıl yöntem ve verileri temelinde tasavvur edilegelmiş, tasarladıkları ideal insan ve toplumu bu bağlamda tanımlamaya, açıklamaya ve değerlendirmeye çalışmışlardır. Bunu yaparlarken insan ve toplumun yapısından, özelliklerinden, sahip oldukları veya olmaları gerektiği değerlerden hareketle siyaseti kavramaya, temellendirmeye ve tasarlamaya özen göstermişlerdir.

 

Salt iktidarın esas alınması durumunda, son çözümlemede, insan ve toplum maddi gücün nesnesi, herhangi bir eşya niteliğinde görüleceği ve kaynak olarak da duyulara bağlılık söz konusu olacağı için herhangi bir değere bağlılıktan söz edilemeyecektir. Oysa duyular yerine akla dayanan ve insan ve toplumu bir değer öznesi olarak kavramak durumunda olan siyaset bir takım değerleri özümleyip sergilemekle kendi mahiyetini gerçekleştirmiş olacaktır. Bu anlamda inançtan ahlaka, iktisattan sanata, özgürlükten hukuka, kültürden uygarlığa tüm değerleri içerdiği ölçüde mahiyetini ve kendine özgü niteliğini tezahür ettirebilecektir. Geçiciyle kalıcının, değişken ile değişmez olanın, değer ile değersiz olanın seçimidir bu aslında. 



Anahtar Kelimeler: Siyaset İktidar

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


YAZARLAR

Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz