Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz

Seçim yarışı hızlanırken değişen Orta Doğu resmi

Sinan Eskicioğlu

Seçim yarışı hızlanırken değişen Orta Doğu resmi

Seçimlere daha üç ay olmasına rağmen seçim yarışının hızlandığını ülke gündeminden anlamak zor değil. Açılışlar, törenler, sertleşen konuşma üslubu ve kamplaşmanın bilendiğinin acı melodisi.

Aynı kültür devam ettiği sürece, bizler de aynı ısrarla bunun yanlış olduğunu yazmaya devam edeceğiz. Yapılacak olan yerel seçimler.

Şehirleri daha yaşanabilir hale getirme iddiasında olan kişilerin yarışacağı bir seçimolacak. Belediyecilikle ilgili projelerin ve bu projeleri hayata uygulayabilecek samimi başkan adaylarının yarışması öncelikle insanımız ve sonrasında şehirlerimiz için önemli. Akıldan çıkarılmayacak olan ana konu insan olmalı; insanlarımızın daha huzurlu, mutlu, doğayla bütünleşmiş halde yaşamaları. Şehirlerin ruhunu bozmadan gelişmenin yollarının aranması.

Özgürlüklerin ve farklı yaşamlara saygının, sadece İzmir´e has olmadığının bilinmesi gerekiyor. İzmir´den oy devşirebilmek için söylem değişikliği yerine, İzmir için takınılan tavrın bütün ülke için geçerli olduğunu unutmamak gerek.

İzmirli olanlar özgürlüğüne düşkün de, başka şehirli olanlar değil mi acaba?

Farklı hayat tarzları her şehirde var, sadece İzmir´de değil. İşte bu ince çizgiyi anlayıp, ona göre söylem oluşturan adaylar başarılı olacaklar.

Bu seçimler ölüm-kalım seçimleri falan değil. Biz ve onlar seçimleri de değil. İnatla ve ısrarla bu çizgiye çekilmeye çalışılsa da, siyasi hırsların da kerih görülen bir hırs şekli olduğunu vurgulamak gerekiyor.

?Halka hizmet, Hakk´a hizmet´ düsturundan ?seçimi kazan da, ne olursa olsun kazan´ psikolojisine geçildiğini görmek memnun etmiyor. Bazılarını edebilir ama birçok vatandaşımız bundan rahatsız.

Kimileri gerginlikten enerji alarak haz duyabilirler. Bu, çok normal. Yetişme şartları, yaşadıkları, habitusları buna uygundur. Ama buna uygun olmayanları ısrarla germeye çalışmak, bana göre psikolojik kul hakkıdır.

Sanatçıların ayrıştırılması da, bu toplumsal gerginliğin bir parçası. Sanatın politik söylemi olamaz, sanat özgür ortamlarda doğar ve gelişir. Bütün sanatçıların devletin resmi söylemi ile aynı düşüncede olması gerekmiyor. Maksadını aşan ifadeler olmuşsa, varsa, bunları sertlikle, hukukun hizaya getirmesiyle normalleştiremeyiz. Böyle olduğu zaman hem gerginlik artar, hem de toplumsal stres düzeyimiz.

Zaten hayat dediğimiz şey stresli ve sıkıntılı. Bu sıkıntıların içerisinde mutluluk arayışında olan modern hayat insanı, rahat bir nefes almak istiyor.

Hayatın stres ve sıkıntıları yetmezmiş gibi, bir de yaşadığımız coğrafyanın sıkıntılarını göğüslemek gerekiyor.

Yaşadığımız coğrafya kolay bir bölge değil. Medeniyetlerin beşiği olduğu gibi,medeniyetlerin mezarı da.

Kavgaların, savaşların hiç eksik olmadığı bir bölge.

Evet, Orta Doğu.

Seçimlere gidilirken farklı gelişmeler de yaşanıyor. ABDSuriye´den çekileceğini duyurdu ve çekilmeye başladı. Açıkçası garip bir durum, belki normal gelebilir ama bana pek normal gelmedi.

Neden,

Ne için,

Ve sonrası,

İşte bu soruları sordum kendi kendime. Ardından Trump´ın tweeti: ?Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye´de kalan DEAŞ unsurlarının kökünü kazıyacağı konusunda beni detaylı şekilde bilgilendirdi. Erdoğan söylediğini yapabilecek biri. Türkiye doğru komşu. Birliklerimiz eve dönüyor´.

Birçok gazetede, köşe yazısında sevinenler ve güç gösterisinin hazzını tadanlar oldukça fazla. Ama ben bu gelişmelere biraz şüpheci yaklaşıyorum.

Evet, Türkiye zaten sınırı geçerek operasyon yapmıştı ve yapmaya da devam ediyor. Ama ABD´nin ayrılmasıyla oluşacak boşluk Fransa tarafından doldurulamayacak kadar fazla.

Deaş´ın tekrar güçlenmesi, bölgedeki silahlı diğer yapılar, İran´ın etkisi ve silahlı Kürtgruplar.

Bütün bu sorular zihnimizi meşgul ederken, bir anda gelişen Türkiye-İsrail restleşmesi. Size de ilginç gelmiyor mu bunlar?

Değişen resim birçok kişi için sevindirici. Güçlenen Türkiye, ABD´nin çekilmesiyle daha da etkin olacak ve oyun kurmasıyla Orta Doğu´ya şekil verecek. Yazılarda ve TV kanallarında resim bu şekilde gösterilince herkes seviniyor ve mutlu oluyor.

Ben, ayakları yere basar şekilde göremiyorum bu resmi. Neden mi?

Çünkü ülke içinde demokrasi anlayışları yüzünden çıkan tartışmalar var, söz düelloları sertleşmiş şekilde ve kamplaşma azalması gerekir denirken daha da artıyor.

Türkiye´nin doğu ile batının sentezini bünyesinde bütünleştirmesi önemli ve bu sentezi devam ettirebilmesi, daha da önemli.

Orta Doğu´da daha etkin olma ve olaylara direk müdahil olma, Türkiye´yi sentez olma özelliğinden uzaklaştıracak. Bölgede etkin olma isteği, seçilmesi gerekecek iki yola götürecek:

Deaş´ı sonlandırmak için İran´la yakınlaşma (ki Suudlarla da zaten kanlı bıçaklı durumdayız), ya da hem Deaş´la hem bölgedeki Kürt gruplarla mücadeleye girerek tek başına kalma.

Seçimlere gidilirken bu konuyu hatırlatmak istememin sebebi de aslında seçimlerin kendisi.

Seçimi farklı kulvara çekmek için böyle bir atılımın yapılacağını hissediyorum. Umarım hislerimde yanılırım ve böyle bir gelişme olmaz. Umarım bataklığı kurutacağız diye bataklığa doğru sürüklenmeyiz.

 

Sevgi ve Bilgiyle kalın



Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


YAZARLAR

Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz