Osmanlı Ocakları mensuplarının kendilerini evde dişini sıkarak bekleyen %52´nin temsilcisi olarak gerçekleştirdikleri kırmızı yelek eylemi bana aslında Rusya´yı protesto etmek için Hollanda konsolosluğunu taciz eden protestocuları anımsattı.
Malum bayrakları birbirine yakın olunca, protestodan Rusya´nın yerine önce Hollanda nasiplenmişti. Hatırlayacaksınız; o dönemde Bayırbucak Türkmenlerine kötü davrandığı için kızılan Rusya, bir süre sonra AKP´ye miting alanı vermediği için kızılan Hollanda´ya yerini bırakmıştı protesto mahfelinde.
Aslında Hollanda Konsolosu ?biz sıramızı savdık? diyerek protestoculara kapıyı da gösterebilirdi ama malum orası Hollanda-Paris olduğu için nümayiş serbestti. Bu yüzden gayet samimi bir şekilde kendilerini portakal bıçaklayarak protesto eden kitleyi beklediler.
Kırmızı Yelekle yola çıkan Osmanlı Ocakları mensupları umarım dönüşte geç vakte kalmamıştır. Malum gece karanlıkta kırmızı bildiğin siyah gibi görünür mazallah araba altında kalıp ezilme tehlikesi var. Yeşil olsa hem sancak-ı şerife takım olurdu hem de yolda görünür olur işe yarardı. Ayrıca sarı yeleğin kırmızı versiyonunu Tunuslular protesto malzemesi yapmış hali hazırda. Balta bu açıdan da biraz taşta aslında
Bayırbucak Türkmenleri bugün ne halde bilmiyoruz. Gündemden düştüler. Ancak Fox Haberin payına düşen ?her muhalif bir gün protesto edilecektir? gerçeği de ister istemez Tayyip Erdoğan´ın Trump için attığı pozitif twiti akla getirdi. Malum Fox Amerikan kanalı.
Trump´un CNN´e olan kızgınlığı aşikar. Fox ile ise son derece iyi sevişiyor. CNN Türkiye bugün kendini iktidara teslim etmiş durumda. Fox ise muhaliflikten ödün vermiyor. O yüzden yanlış ata oynamamak yanlış meyveyi taşlamamak lazım.
Hala neden bir televizyon kanalına dönüşmedi diye merakımızı çeken RS (Radyo Sputnik) de Ruslara ait. ABD ve Rusya Türkiye´de neredeyse tamamıyla iktidara tahvil olmuş medya düzeninde farklı ses çıkarabilen iki yayın organının arkasında duruyor. Üstelik RS FM yeri geldiğinde Rus çıkarlarını da çekinmeden savunuyor. En canlı örneğini Fener Patrikhanesinin Slav ırklar üzerinde egemenliğini sorgulama çabasında aldığı tavırla gördük yakın zamanda.
Osmanlı Ocakları öyle ince siyasetten anlamaz. Kendi ifadeleri ile Conilerin yanında gördüğüne haddini bildirir geçer. Nitekim Portakal yine out oldu ama bu defa Orange hanedanının rengine taalluken değil de bizatihi narenciye sınıfından portakalı soyadı olarak benimsemiş anchorman´e ithafen (Sn. Orhan Yalçın kızacak ama çıpaadam diyemiyoruz) adı güzel soyadı faul Fatih Portakal bir gün de kalkıp ?benim adım İstanbul´u fethetti burayı es geçmeyin? demedi. Malum kibar adam.
RTÜK Fox Tv´ye ceza verdi, A Haberin çıpaadamı (Orhan beye atfen) kelle kesmeye dair konuştu, yine de sorun olmadı. Demek ki neymiş? Sokağa çıkmak yasak, kelle kesmek serbest. Bir tür özel ve ileri demokrasi ülküsü olmalı tam da bu.
Osmanlı Ocaklarının iktidara olan sonsuz biatı içinde bir tür sokak eylemi de olsa yaptıkları herhangi bir asayiş tedbirine takılmadan gerçekleşti.
Aslında buradan yola çıkarsak Türkiye´de eylem yapmak eylemin mevzuuna uygun olarak serbest.
Eğer iktidarın kabul ettiği ve onayladığı bir konuda eylem yapacaksanız, üniformanızı giyer, duyurunuzu yapar, eyleminizi tahakkuk edersiniz.
Anayasamızın 34.maddesi ;
?Herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir. Toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı ancak, millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlığın ve genel ahlâkın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması amacıyla ve kanunla sınırlanabilir. Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının kullanılmasında uygulanacak şekil, şart ve usuller kanunda gösterilir.?
Maddenin kısıtlayıcı hükümlerini de özgürlük sınırını da bu vesile ile görmüş olduk.
Osmanlı Ocaklarının twitter hesabında %52 olmasa da yine 53 bin takipçi var. Bunlardan bugünkü gösteriye dair atılan twite beğeni yollayan adedi 500 dahi değil. En çok ilgi toplayan twitte 326 beğeni buldum. Egemen Bağış´ın da dahil edildiği bu twitin dahi Osmanlı Ocağı sempatizanlarının %1´inin ilgisine mazhar olmaması da gayet şaşırtıcı.
Bir bardak suda fırtına da olsa toplantı ve gösteri yürüyüşü yapılacaksa biz yaparız deyip meşhur Nevzat Tandoğan repliği olan ?komünizm lazımsa biz getiririz? lafzına da selam eden bu Türkiye hali üzerine daha kelama gerek yok.
Ülkenin tüm kurumlarına sahip, meclisin etkinliğini neredeyse sıfırlamış, onlarca tv ve gazete ile basını bünyesine almış olma hali ile dahi yetinmeyerek güvensizlik örneği gösteren AKP iktidarı ve taraftarlarının durumunu tuhaf bulan bir tek ben miyim?
2002´de % 34´le iktidara gelip ülkeyi yönetecek kadar özgüveni haiz bir parti/iktidar/anlayış nasıl oldu da gücün zirvesinde iken bu denli ikircimli güvensiz ve tahammülsüz.
Anlamak bilmek imkansız.
Madem konu Osmanlı ile ilgili, o vakit Yıldırım Bayezid´in sözünü unutmamak lazım: ?Yenileceğinden korkan, daima yenilir.?
