Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz

MİT´in yurt dışı operasyonlarda başarısının sırrı

Bülent Orakoğlu- 02.05.2018

MİT´in yurt dışı operasyonlarda başarısının sırrı

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ, 15 Temmuz hain darbe teşebbüsünün kilit ismi Adil Öksüz ile ilgili yeni bilgilere ulaşıldığı açıklamasında ?Şimdi nerededir, hangi ülkededir buna dair bir bilgiyi bizden paylaşmamızı beklemeyin.

Çünkü bu doğru olmaz. Bildiğiniz gibi bizim Milli İstihbarat Teşkilatımız yurtdışında operasyon yapma yetkisi ile donatıldı. Bu çerçevede 19 ülkeden 83 FETÖ´cü teröristi paketleyip Türkiye´ye getirdi. Başka ülkelerde de FETÖ´cü teröristler var, onları da inşallah paketleyip paketleyip Türkiye getirecektir. Bunları getirdikten sonra hangi ülkeden getirdiklerini o zaman açıklayacağız. Şimdi o ülkeleri açıklamamız paketleme işini sıkıntıya sokar´´ demişti.

MİT 2010 yılı sonlarından başlayarak, siyasi iradenin desteğiyle dışa açılmış, ülkesinde oyun kurulan bir ülke statüsünden oyun kuran bir ülke statüsüne geçiş süreci başlatılarak, küresel ve Batılı ülke gizli servisleri ile ilişki ve diyaloglarda mütekabiliyet esasları çerçevesinde bağımsız ve aktif bir istihbarat anlayışı ve yapılanmasına yönelik çalışmalara hız verilmişti. 2014 yılında 2937 sayılı MİT Kanunu´nda yapılan değişikliklerle, ülkemizin ulusal güvenliğine yönelik tehdit oluşturan, dış ülke gizli servisleri ve yerli işbirlikçilerinin faaliyetlerinin engellenerek deşifre edilmesi ve yargı önüne çıkarılmalarına yönelik İKK birimlerinin, Batılı ülke gizli servisleriyle boy ölçüşebilecek şekilde hukuki alt yapısı, teknik donanım ve lojistik destekle güçlendirilmesi cihetine gidilmişti. Ayrıca, MİT´e Bakanlar Kurulu kararı ile dış operasyon yetkisi verilerek, Türkiye´nin sert güç kullanma stratejisi doğrultusunda ?´caydırıcı gücünün ?´ arttırılması da hedeflenmişti

16 Nisan referandumunda kabul edilen, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi´ne uyumlu olarak hazırlanan, ´´Türk İstihbaratı´nın tamamen yerli ve milli bir nosyon kazanmasına neden olan´´ kanun hükmündeki kararnameyle MİT Cumhurbaşkanlığı´na bağlanmıştı. Aslında Türk İstihbaratı´nın ülkemizin bekası için, iç ve dış tehditlere karşı devrim niteliğindeki kanun tüzük ve talimatlarla donatılarak güçlendirilmesi cumhuriyet tarihinde bir ilk olma özelliği taşıyordu. Genel olarak dış destekli kalkışma veya darbelere yönelik iç tehdidi önlemek, TSK içindeki FETÖ ve darbeci unsurları deşifre ederek yargı önüne çıkarılmalarını sağlama amacıyla, MSB ve TSK içinde MİT´e istihbarat yapma yetkisinin verilmesi ülke güvenliği ve demokrasi açısından çok önemli bir tedbir ve ön alma girişimi diyebiliriz.Bu anlamda dönemin MİT Müsteşarı Emre Taner´in 15 Temmuz Darbesi´ni araştıran komisyona TSK içinde istihbarat yapılmasını engelleyen bir yönergeden dolayı 15 Temmuz´u önceden haber alamadıklarını açıklaması ne kadar etkili olmuşsa, 17/25 Aralık polis ve yargı darbesini başarısız 7 Şubat MİT´e darbe girişiminin rövanşı olarak değerlendirip, MİT´in istihbarat zafiyetini ?kurumlaşma´ eksikliğinden kaynaklandığını iddia ediyor olması da tedbir ve ön alma açısından o derece önemli sanırım. MİT´in Cumhurbaşkanı´na bağlanmasını Türk istihbaratı açısından pozitif anlamda bir milat kabul edebiliriz. MİT´in, hukuki alt yapı teknik donanım, lojistik ve mali yönden desteklenmesinin ülkenin genel güvenliği, toprak bütünlüğü açılarından ne kadar önemli olduğunu Fırat Kalkanı ve Afrin operasyonlarında yaşayarak gördük. Bu durum bize MİT´in başarılarının sırrını da açık ediyor zannımca. MİT´in FETÖ ile mücadelede bilhassa yurt dışına kaçan FETÖ´cü hainleri peyderpey derdest ederek Türk yargısına teslim etmesi başta terörist başı Gülen ve örgütün drijan kadrolarını psikolojik olarak rahatsız etmiş görünüyor. Terörist başının Pensilvanya´da yakalanma veya bir şekilde öldürülme korkusu taşıdığı röportajlara taşındı.

Devlet içindeki koordinasyon ve işbirliği diplomatik ve askeri ataklar mükemmel istihbarat operasyonlarını ve destanımsı zaferleri de beraberinde getirdi. Türkiye´nin kaderini belirleyecek 24 Nisan erkene alınmış seçimler şüphesiz Türkiye´ye kurulmuş birçok tuzak ve kumpasları engelledi. Ancak gene de bu şer güçlerin Türkiye´ye yönelik yapması muhtemel operasyonları önleme açısından MİT´e çok önemli sorumluluklar yüklendiği kanaatindeyim. FETÖ´nün firari üst düzey yöneticilerinin yakalanarak Türkiye´ye getirilmeleri bu teröristleri koruyan ülkelerin de deşifre edilerek uluslar arası kamuoyunda deşifre edilmeleri sanırım FETÖ´yü koruyup kollayan ülkeleri de rahatsız edecek. FETÖ ile mücadelede Türkiye içinde önemli mesafe alınmasına rağmen dış desteği kesmemiz elzem görünüyor.



Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


YAZARLAR

Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz