Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz

Karşımızdaki cephe çok, ama çok büyüyecek?

Ardan Zentürk- 02.04.2018

Karşımızdaki cephe çok, ama çok büyüyecek?

Aslında, iki benzemezin herkesi şaşkına çeviren flörtü, Macron´un 14 Temmuz 2017´de Trump´ı Paris´e davet etmesiyle başladı. İkili, ?Bastil Günü? anmalarında bir araya geldiklerinde, Fransız kamuoyu, ABD Başkanı´nı homurtuyla karşıladı ama, Rothschild şirketlerinden gelen neo-liberal/küreselci Macron ile önce Amerikacı Trump beklenmedik bir yakınlaşmayla çıktılar bu buluşmadan. Öyle ki, Eylül 2017´de BM Genel Kurulu çalışmaları başlarken yapılan toplantılarda Trump, Macron´u sağ yanından hiç ayırmadı ve her fırsatta iltifat etti, neden?..

Çünkü 39 yaşındaki Fransız Başkan, Avrupa´da anti-Trump rüzgarların estiği bir dönemde ona, önemli bir kapı aralamıştı. Aslında Fransa´nın geleneksel siyasetinin üzerinden yürüyordu: Fransa, Avrupa´da sevilmeyen ABD´li başkanlarla her zaman çok iyi çalışmış bir ülkedir, onların Trans-Atlantik ilişkilerdeki eksiklerini tamamlar, Washington´da gözde ülke haline gelir.

Macron,şu anda, Trump´ın en yakın Avrupalı dostu, üstelik bunu, İran politikasındaki sert ayrılığa rağmen başardı!.. Ayrıca, Trump´ın aksine, Suriye diktatörü Esed´in, işbaşında kalmasının daha iyi olacağını, ülkesinin yeni birLibya trajedisi yaşamak istemediğini de belirterek bu yolu sürdürdü. Alman Şansölye Merkel´in iç sorunlarıyla uğraştığı, İngiltere´nin de Brexit sürecinde bulunduğu bir dönemde, Trump-Macron eksenini kurarak, Avrupa´yı da toparlayacak lider konumuna doğru yürüdü.

İngiltere´den de ataklar bekleyin?

Irak-Suriye-Lübnan hattını bağlayan ana eksen, bir enerji savaşı ve ABD´nin tıkandığı noktalarda Fransa´dan sonra İngiltere´nin de atak olmasını beklemek çok doğaldır.Fransa´nın 2005 yılında imzalanan anlaşmayla Suriye petrolünün üçte birini oluşturan Deyr Zor yataklarında 2021 yılına kadar tekel hakları var, ayrıca, Fransız petrol şirketi TOTAL, Suriye´nin Doğu Akdeniz´deki doğalgaz yatakları içinde hem sismik araştırmalarını tamamlamış, hem de gerekli anlaşmaları imzalamış durumda.

Macron,Esed´in gitmesini istemez, Deyr Zor´daki PYD-PKK ile ilişkilerini güçlendirir, finale doğru da Baas-PYD anlaşmasının arabulucusu olarak karşımıza çıkar!..

İngiliz petrol şirketi BP ise, Suriye´den çok Irak´la ilgili, son olarak 18 Ocak 2018´de Irak hükümetiyle  Kerkük petrollerinin işletilmesi konusunda büyük bir anlaşma yaptı, Musul´da zaten varlar, yani, Irak´ta ana oyunculardan biri olarak karşımıza çıkarlar.

Petrol dünyasının önemli ismi, EXXON eski CEO´su Tillerson´un Dışişleri Bakanlığı görevinden  alınmasından hemen sonra Fransa ve İngiltere´nin hareketlenmesi, Avrupalı petrol devlerinin bu bölgedeki enerji havzalarını kimseyle paylaşmaya niyetli olmadıklarını gösteriyor,Irak başbakanı İbadi, Türk askeri Sincar´a girmesin diye niye çırpınıyor sanıyorsunuz?..

Aynı bölgede 2014 yılından bu yana İngiliz SAT komandoları var, ?istihbarat? amaçlı olduğu söyleniyor!..

Daha geçen gün uyardık. (Hazırlıklı olun: Münbiç´ten çekilmeyecekler, STAR, 26 Mart 2018, http://www.star.com.tr/yazar/hazirlikli-olun-munbicten-cekilmeyecekler-yazi-1324149/) Bu kez, yanlarına Fransız lejyonerleri alarak Münbiç´e yığınak yapıyorlar ve bu ülkeler, bir varil petrol için milyonlarca insanı gözden çıkarabilirler, bilin.

?Bu, 100 yıllık bir hesaplaşmadır?dediğimizde bizi komplo teorisyenliği ile suçlayanlar, eski-yeni sömürgeci güçlerin karşımızda nasıl bir ortak cephe oluşturduğunu umarım görüyor ve değerlendiriyorlardır.

Cephe büyüyecek?

Suudi veliaht prens Muhammed bin Salman 2 haftalık Amerika turunda? Yaptığı temaslar, nedense, Türk medyasında yer bulmadı, yazayım, ne demek istediğimi anlayacaksınız.

Trump´tan sonra, Henry Kissinger, Hillary Clinton, Senatör Chuck Schumer (İsrail´i korumak ilahi bir görevdir deyip, Trump´ı Kudüs kararında destekleyen Demokrat Partili),  Michael Bloomberg, AIPAC, ADL, AJC, B´nai B´rith gibi Yahudi lobisinin kurum liderleriyle görüştü. Rupert Murdoch, Thomas Friedman, Jeffrey Goldberg gibi neo-con/Siyonist lobinin önde gelen yayıncı ve kanaat önderleriyle buluştu.

Hep birlikte ?ılımlı İslam? denilen kavramın neo-con/Siyonist lobiyle sıcak temasını bir kez daha izledik?

Bu arada, Prens´in, Çinli yatırımcılardan boşalan Hollywood´daki yatırımlara girdiğini ve Los Angeles´ta güllerle karşılanacağını da öğrenmiş olduk.

Bütün bu gelişmelerde İran sıradan bir gerekçedir, şekillenen Körfez-İsrail ekseni ise gerçektir, Ortadoğu´da cepheyi büyütür?

Türkiye´nin yeni strateji arayışlarına ihtiyacı var?



Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


YAZARLAR

Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz