Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz

İşkence

Oğuz DEMİRALP

İşkence

Ön plana çıkmayan bazı basın haberlerine göre BM İşkence Özel Raportörü Nils Melzer bir kaç gün önce İstanbul´da bir konferansa katılmış ve olağanüstü dönemlerde işkence yapılabileceğini ifade etmiş. Böyle konuşan bir özel raportörü hemen görevden alırlar.

Şöyle bir baktım. Anladığım kadarıyla Melzer, olağanüstü dönemde işkence iddialarının / olaylarının artmış olabileceğini söylemiş, ardından da hükümete olağanüstü hali kaldırdığı için kutlamış. Burada Melzer´in söylemek istediği şey, ?işkence olaylarında bir artış varsa bunun nedeni olağanüstü dönem olabilir, hükümeti bu nedeni ortadan kaldırdığı için kutlarım´. Melzer kötü ifade etmiş. Bu sözlerde işkenceyi hoş görmek anlamı bulunmuyor, ama hükümetle iyi geçinmek arzusunun dışa vurulduğu da açık.

Bizimkiler bu kötü ifadenin üstüne atlayıp, işlerine geldiği Türkçeye aktarmışlar ve özel raportörün işkencenin olağanüstü dönemlerde hoş görülebileceğini söylediği gibi bir anlam çıkarmışlar. Elbette iyi niyetli bir yaklaşım değil bu.

Melzer, sözünün Türkçe yanlış tercümesine gelen tepkileri görünce bir tweet atarak durumu düzeltmeye çalışmış. Tweetindeki ifade şu:

? İnsan hakları sözleşmeleri kriz halinde kısa süreli derogasyonlara izin verse de, işkence asla haklı gösterilemez.?

Hukuken doğru olan bir ifade.

Bir BM İşkence Özel Raportörü´nün Türkiye´yi ilk kez ziyaret etmesi, 1980 yıllarının sonuna doğru gerçekleşmişti. Zamanın hükümetini ve yetkililerini bu ziyareti kabul etmeye ikna etmek kolay olmamıştı. Ne yazık ki, o ziyaret sonucunda yapılan tavsiyeleri ülkemiz yönetimi hiç takmadı. Ancak, dış dünyaya ayıp olmasın diye işkenceyle mücadele alanında hem BM hem de Avrupa Konseyi sözleşmelerine katılmayı, büyük ölçüde Dışişleri´nin ısrarıyla kabul ettiler. Gene ne yazık ki, işkenceyle mücadele büyük ölçüde kağıt üstünde kaldı. Bir süre sonra BM´in İşkenceye Karşı Komitesi Türkiye´yi sistematik işkence yapılan ülke olarak ilân, daha doğrusu ifşa etti. Bunun da, gene ne yazık ki, Türkiye´de fazla yankı bulmadığını gördük.

Ünlü ?işkenceye sıfır tolerans? günlerine gelmek kolay olmadı. Devlet içinde bayağı uğraşmak gerekti. Çeşitli dinamikler, özellikle AB süreci sonucunda işkenceyle mücadele alanında önemli mesafe kaydedildi.

Ancak, son birkaç yıldır bir geriye gidiş sürecinin yaşandığı öne sürülüyor. Nil Melzer´in 27 Kasım ? 2 Aralık 2016 tarihlerinde Türkiye´yi resmen ziyaret etmesinin ardından yazdığı ve Ocak 2018´de açıkladığı rapor çok çok olumsuz. Öte yandan Avrupa Konseyi´nin İşkenceyi Önleme Komitesi´nin son Türkiye raporunun kamuya açıklanmasını da istememişiz. Demek ki, açık edilmemesini tercih ettiğimiz şeyler var...

İşkence korkunç bir insan hakları ihlali, korkunç bir suçtur. İnsan haysiyetine en vahim saldırılardan biridir. Türkiye ile işkence sözcüklerinin bir araya gelmesi, bir arada anılması da korkunçtur. Bu konuda yeterli duyarlılığı göstermemek, gösterememek daha da korkunçtur.

İşkenceyle mücadele konusunda umarız geriye değil, ileriye doğru bir dinamik yaratılmaktadır. Bizi yönetenlerin bu konuya öncelik vermesi şarttır.



Anahtar Kelimeler: İşkence

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


YAZARLAR

Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

HABERLER