Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz

Essâmü Aleyküm Değil Esselamu Aleyküm

Zeynep Kılıç Yazdı

Essâmü Aleyküm Değil Esselamu Aleyküm

Medine’nin azılı Yahudilerinden bir grup Yahudi Peygamber Efendimize geldiler ve Peygamber efendimize selam olarak ‘’essamu aleyküm’’ diye selam verdiler. Hz Ayşe (r. anha) buna öfkelendiyse de Peygamberimiz vealeyküm ve sizin üzerinize olsun diye misliyle karşılık vererek, Hz. Ayşe’yi teskin eder. 

Gelgelelim ‘essamu aleyküm ile ‘esselamu aleyküm’ arasındaki farka ve Yahudiler niye essamu aleyküm diye Peygambere sinsice seslendiler. Selam, silm, selamet, esenlik anlamında aynı köken ve aynı manalara gelmektedir. ‘’Essamü’ ise bütünüyle İbranice dilinden söylenilmiş ölüm üzerine olsun anlamında sinsi bir edayla Yahudiler tarafından Peygamberimize karşı kullanılmıştır.

Şimdi Arapların selamı Yahudilerden adet edindiğine ne diyeceğiz, ne diyeceğiz alakaya maydanoz der gibi alakayı cehalet deriz. Şimdi Araplar mı selamı Yahudilerden aldı mı oldu yoksa Yahudiler mi Araplardan selamı taklit etti mi oldu..? Asırlar geçmiş olsa da milliyetin, zamanın, mekânın farkı gözetilmeksizin bu olay bize çarpıcı bir şekilde küfrün cehaletin tek millet tek zihniyet olduğunu göstermektedir. Köhnemiş zihniyetle amiyane sırf öfke patlamasına gelip de polemik olsun diye kalkıp ölüm sana, ölüm üzerine olsun anlamında ‘essamu alayküm’ü, selam sana, selam üzerine olsun anlamındaki, ‘esselamu aleyküm’ ile çarpıtılması akla ziyan. ‘Essamu aleyküm ile esselamu aleyküm hem etimolojik hem filolojik olarak bütünüyle birbirlerinden farklı kelime ve kavramları oluşturur. Maksat ve amaçları bile birbiriyle çatışan bu kadar iki zıt kavramı birbiriyle çarpıtıp, Yahudilikle bağdaştırıp selamı, Müslümanları itham etmek töhmet altında bırakmak cahilane bir tutumun ötesine gitmekten başka bir şeyi ifade etmez.

Acaba gençlerimiz ‘hi guys, hello sam amca, ladies and centilmens, espresso amerikano’’ deseler Arapların selamından aldıkları tepki kadar tepki alırlar mıydı? Pek sanmam…Belki de hiç tepki almaz bu bir medeniyet lisanı olarak birilerinin hoşuna gider moderen diye onurlarını okşardı. Hani biz bir tık gerideyiz batıya oranla tabiri yerindeyse bir tık gericiyiz batıya nazaran ne kadar modern kisveye bürünsek de ne kadar dinden imandan soyutlanırsak da ne eziklik kompleksinden kurtuluyor birileri. Ne de içlerindeki  İslam dinine Muhammed’in diline karşı düşmanlık, ateş soğuyor. Dolayısıyla bilip ya da bilmeden bol keseden Yahudi edebiyatı yapar ve bu edebiyat üzerine asabiyet damarı kabarır. Ve başlar, ne örümcek ne yosun,  ne mucize ne Füsun Kabe Arap’ın olsun Çankaya bize yeter tellallığını yapar. Yav Allah hakkı için rahat bırakın şu örümceği de yosunu da tosunu da… Nedir bu doğanın sizden çektiği, dünyanın dengesiyle oynayacağınız kadar oynadınız zati yeti gari. Hele ne mucizelere ne de Füsun ablalara bulaşın valla bu sefer de dinin doğası bozulur çarpılırsınız demedi deme olmasın…Yok efendim yok öyle yağma ne Kabe sadece Arap’ın olsun ne Çankaya sadece sizin… Ne sandın da… Yağmamı sandın, sandınız. Tabi ki de  azatlık olsun, eşitlik olsun, kardeşlik olsun ve de güzelse hoşsa eğer hem Kabe hem Çankaya hepimizin, hepimizin olsun…Ne yani şimdi sen sırf Kabe’yi çürük maldan saydın Araplara Müslümanlara kakaladın, Çankaya’yı da bulunmaz Hint kumaşı diye kendinize sakladınız diye bizler

Devamı >>>



Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


YAZARLAR

Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz