Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz

Erbakan Hoca´ya gönülden bağlıydı

Adnan Öksüz

Erbakan Hoca´ya gönülden bağlıydı

İsmail Bedir? Burdur/Bucaklı? Emekli imam hatip idi...

Milli Görüş erlerindendi?

Sevdalıydı... İstikamet üzere idi...

adnan-oksuz-1.jpg?

Ehl-i sünnete sonuna kadar sadıktı...

Erbakan Hoca´ya gönülden bağlıydı...

Millî Gazete´nin sürekli okurlarından ve abonelerindendi...

İsmail Bedir Hoca, Millî Gazete´yi satır satır okur ve hemen her hafta beni de arayarak duygu ve düşüncelerini paylaşırdı. Şimdi o görüşlerinden bir kısmını buraya da almak istiyorum;

* ?Evimin hemen her köşesini süsleyen tek gazete var, o da milletin gerçek sesi Millî Gazete. Evime her gün Millî Gazete girdiği için Allah´a (c.c.) ne kadar şükretsem azdır. Türkiye´nin gerçek gündemi iş, aş, ekmek. Yani ekonomi. Bu haberlerin gerçek yönünü de sadece Millî Gazete´de bulabiliyorum. Mesela geçenlerde kullandığınız ?Otur, sıfır!? başlığınız mükemmeldi. Bunun içindir ki Millî Gazete´nin haber ve yazılarını her gün satır satır okuyorum.?

 

 

 

* ?1971 yılıydı. Milli Nizam Partisi dönemi. Bir Cuma günüydü. Caddede bir kalabalık, bir kalabalık. Mikrofondan, Abdurrahim Karakoç´un, ?Kör dünyanın göbeğine/ Hak yol İslâm yazacağız / Kuşların göz bebeğine / Hak yol İslâm yazacağız.? şiiri okunuyor. Meğer Erbakan Hoca gelmiş. Akşam Belediye Konferans Salonu´nda bir konferans verdi. Gittim. İlginç bir anekdot anlattı Erbakan Hoca; ?Cennetmekân 2. Abdülhamid Han Hazretleri´ne Amerikalılar otomobil hediye etmek istedi. Sultan Abdülhamid, bu hediye otomobili kabul etmedi. Peki, neyi gerekçe gösterdi Abdülhamid Han Hazretleri Amerikalılara dedi ki, ?Ben eğer bu otomobili kabul edersem yarın benim vezirim de, sadrazamım da ister. Biz devlet olarak ne zaman bu otomobili yaparsak, üretirsek işte ancak o zaman bu otomobile binebiliriz.? Erbakan Hoca, bunları söyleyerek Amerikalıları gönderiyor. Amerikalılar da arkalarına bile bakmadan gidiyor. O konferanstan aklımda kalan bu anekdot oldu??

***

İsmail Bedir Hoca, geçtiğimiz yıl Aralık ayının ilk haftasında Hakk´a kavuştu. Rahmet diliyorum. Mekânı cennet olsun.

SON YOLCULUK!

Akşam olup, güneş batınca ufukta

Mor bulutlar dağları sarınca

Evlerin bacalarını,

Sarınca kara dumanlar,

Yanınca komşu evlerin ışıkları

Babam da yakardı bizim evin lambasını

Her gün akşam olunca

Işıkları yanan evleri görünce

Babam gelir aklıma

Onun kabirdeki ahvalini

Düşünür de ağlarım

Her gidişinin ardından;

Döndüğü seferleri düşünüp

Dönüşü olmayan son yolculuğunu

Düşünür de ağlarım

Penceresiz, kapısız

Yeni evinin baş ucunda

Ağlarım ona, onlara

Son yolculuğa çıkanlara (Sümeyye Bedir, merhum İsmail Bedir´in kızı)

NUH TUFANI ARAŞTIRMASI

Şırnak Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Seyyid Irmak, ?Nuh Tufanına Bilimsel Bir Yaklaşım? konulu bir konferans verdi.

adnan-oksuz-2.jpg?

Son derece ilginç tespitleri var, Seyyid Bey´in. Okuyalım mı;

* ?Cudi Dağı´nın güney ve kuzey etekleri, Gabar ve Cudi Dağı´nın arasında kalan Şırnak platosundaki mavimsi gri marnların üzeri tamamen çakıllı çamur akıntılarıyla kaplıdır. Bu çakıllı çamur akıntısı tepecikleri geçmişte bu bölgede çok şiddetli yağışlar olduğunu ve bunun sonucu geniş alanları kaplayan su baskınları meydana geldiğini açıkça göstermektedir. İşte tufanla ilgili her şey bu çamur akıntılarında gizlidir.?

* ?Bütün bunlar gösteriyor ki, bu bölgede geçmişte kısa sürede çok şiddetli yağışlar olmuş ve bunun sonucu devasa seller meydana gelmiş, bu sel suları dağların üzerindeki toprakları, taş ve kayaları sürükleyip taşımış ve buralarda depolamıştır. Bu olay dini literatürümüzde Nuh Tufanı olarak tanımlanmaktadır.?

* ?Nitekim dini literatürümüzde Nuh Tufanı´nda şiddetli yağmurların 40 gün süresince yağdığı, bu yağışların tahliyesinin ise altı ay sürdüğü ifade edilmektedir.?

* ?Buradan anlaşılacağı üzere Nuh Tufanı dünyanın tamamında değil, özellikle Güneydoğu Anadolu Bölgesi´nde, Şanlıurfa, Diyarbakır, Siirt, Batman, Mardin, Şırnak ve Hakkâri (Suriye içlerine kadar uzanıyor) illerini kapsayan Yukarı Mezopotamya denilen bölgede oluşmuştur.?

* ?Tufandan sonra Nuh´un gemisinin Ağrı Dağı üzerine mi yoksa Cudi Dağı üzerine mi oturduğu çok tartışılmıştır. Tevrat´ta Nuh´un gemisinin Ararat (Ağrı) Dağı üzerine oturduğu yazmaktadır. Ancak Kur´an´da açık ve net şekilde Nuh´un gemisinin Cudi Dağı üzerine oturduğu belirtilmektedir. (Hud, 44)?

* ?Bizim çalışmamız da tufandan sonra Nuh´un gemisinin Cudi Dağı üzerine oturduğunu göstermektedir? diye ifade etmiştir.? 

***

Nasıl, ilginç satırlar değil mi?



Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


YAZARLAR

Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz