Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz

Dünyada ve Türkiye´de yapay zeka teknolojisi ne durumda?

Şinhua Haber Ajansı tarafından tanıtılan dünyanın yapay zekalı ilk kadın haber sunucusu, ajansın mevcut erkek yapay zeka sunucularıyla Çin´de önümüzdeki dönem düzenlenecek bir dizi siyasi toplantıda bir araya gelecek.

Dünyada ve Türkiye´de yapay zeka teknolojisi ne durumda?

Melih Esat Açıl, Milat Gazetesi

Son günlerde yurtdışı haber sitelerine göz gezdirdiğimde yapay zeka haberlerinin iyice arttığını gördüm. Tabi ülkemizde, iki sanatçının kavgası veya bir Youtuber´ın geliri kadar ilgi görmediğinden gündem de öne çıkmıyor. Bu konudaki gelişmelerden en çok dikkatimi çekenlerden ikisini ve ardından yapay zekanın dünyadaki ve ülkemizdeki durumunu aktaracağım.
Birincisi, Çin tarafından geliştirilen dünyanın ilk yapay zekalı erkek haber sunucusunun ardından, yapay zekalı ilk kadın sunucusu da haber sunmaya başladı.
Şinhua Haber Ajansı tarafından tanıtılan dünyanın yapay zekalı ilk kadın haber sunucusu, ajansın mevcut erkek yapay zeka sunucularıyla Çin´de önümüzdeki dönem düzenlenecek bir dizi siyasi toplantıda bir araya gelecek.
İsmi Şın Şiaomıng olan ve Şinhua ile ´Sogou´ adında bir arama motoru şirketi ortaklığında üretilen yapay zekalı sunucunun konuşma ve mimikleri, Şinhua haber sunucusu Qui Meng baz alınarak hazırlandı.
Ben birkaç haber sunumu izledim. Öyle sadece ağzını hareket ettiren bir robot gibi değil. Eğer yapay zeka olduğunu bilmeseydim bir insanın sunduğunu zannederdim. Ayakta duran ve vücut dili kullanabilen  bir görüntüye sahip. Erkek görünümlü olan için de yapılacak güncellemeyle daha da gerçekçi olacağını bildirdiler.
İkincisi ise, Bir dönem Elon Musk´ın da desteğini almış olan bir grup araştırmacının, halkın kullanımına sunulamayacak kadar tehlikeli bir yapay zeka geliştirdiği haberi.
Bu defaki modern canavar hikayesi ise, sanat eserlerinden tanıdığımız HAL 9000 ya da Ultron´un aksine gayet gerçek. San Francisco merkezli araştırma kuruluşu OpenAI, kâr amacı gütmeyen bir kuruluş olarak çalışıyor. Ekip, yeni geliştirdikleri yapay zeka GPT-2´nin ?fazla iyi? çalıştığını ve bu nedenle halka sunulmasının tehlikeli olacağını söylüyor. Yani bir nevi bilimkurgu filmlerinden duyduğumuz bir durum söz konusu.
Peki, neden böyle düşünülüyor?    
GPT-2 adlı yapay zeka, kendisine verilen metinlerden yola çıkarak yeni metinler üretiyor. Bu metinler mükemmel değiller ancak ortalama bir konuşmada fark edilmeyecek kadar da başarılılar.
Yapay zeka o kadar iyi ki sahte haberler üretme, insanları taklit etme ve sosyal medyanın suistimali için kullanılabilme potansiyeline sahip. Bu nedenle de araştırmacılar, yapay zekanın sadece küçük bir kısmından oluşan ?basitleştirilmiş´ versiyonunu halka sunacak.
GPT´nin hayal gücünü besleyen şey ise sekiz milyon internet sayfasından oluşan bir veri kümesi. Buradaki bilgileri özümseyen GPT-2, açılan bir konu üzerinde anlayabildiği kadar sohbet edebiliyor, verilen metinlerden yeni metinler oluşturabiliyor. GPT-2´nin oluşturduğu metinlere dair örnekler de bulunuyor.
Yapay zeka çok yakın bir gelecekte hayatın hemen hemen çoğu alanında kendisini göstereceği varsayılıyor. Hem de öyle böyle değil, dünyayı ciddi bir değişimden geçireceği söyleniyor...
Şimdi kısa bir yapay zeka tarihi yolculuğuna çıkalım:
Yapay zekânın ilk kabulü olan çalışma, McCullouch ve Pitts´in Turing-complete 1943 tarihli yapay sinir hücreleri tasarımı ile başlıyor. Sistemli şekilde çalışılması ise Dartmouth College´daki 1956 tarihli bir atölyede başlamış. Çalışmanın katılımcıları Allen Newell, Herbert Simon, John McCarthy, Marvin Minsky ve Arthur Samuel yapay zekâ araştırmasının kurucu ve önderleri olarak kabul ediliyorlar.
1960´da ABD Savunma Bakanlığı desteği ile ve dünyada yaygın olarak laboratuvarlar kuruluyor. DEC firmasının R1 adlı yapay zekâ programı ile yaptığı 40 milyon dolar tasarruf, sürecin daha da hızlanmasında ciddi etkisi oluyor. Ardından Japonların bilgisayar projelerinde kullanması, ABD ve İngiltere gibi ülkelerin verdiği destek ile 1985´te 1 milyar doları, 1988´de ise 2 milyar doları aşmasına vesile oluyor.
1997´de Deep Blue, bir dünya satranç şampiyonu olan Garry Kasparov´u yenen ilk satranç oynayan bilgisayar ünvanına ulaşıyor.
Günümüzde ise,cep telefonlarında, Xbox´ta 3D hareketleri algılayan Kinect´e, satrançtan daha fazla ihtimal barındıran?Go? oyunu şampiyonu Ke Jieve Lee Sedol´yi yenen Alpha Go´dan, kameralarda bulunan yüz tanıma sistemlerinden, 40 dil arasında gerçek zamanlı çeviri yapabilen Google Pixel Buds´a, sağlık sektörü, hasta analizleri, araç otomasyonları, sesli asistanlar, iletişim gibi ihtiyaç oluşan hemen hemen her alanda karşımıza çıkıyor.
Yapay zekâ dedikleri insan zekâsının çok iyi tanımlandığı ve makinelerin bu zekâyı taklit ederek akıllı birer makineler oluşturacağı fikrinden ortaya çıkmış, yeni bir öğrenebilen yazılım algoritması aslında.
3D yazıcılarla birlikte, fabrikalarda insan elinden çıkan çoğu teknolojinin ve üretimin makineler tarafından yapılabileceği, daha akıllı ve kendini eğitebilen yeni makine endüstrisinin kapılarını açıyor. Yani kısacası bizim yerimize üretecek, düşünecek, karar verecek ve hayatımıza yön verecek.
Son günlerde adını sıkça duyduğumuz SPACEX ve TESLA gibi şirketlerin sahibi Elon Musk´ta yapay zekâ ile yakından ilgilenen bir isim. Çalıştırdığı yapay zekâ uzmanlarına yıllık milyon dolarları aşan ücretler ödüyor. Dev şirketler dünyada yeterli sayıda olmayan yapay zekâ uzmanları için sürekli arayış içerisindeler.
Ezcümle, araştırmalar ve çalışmalar aldı başını gidiyor!
Peki, biz bu dünyanın neresindeyiz?
Önce, dünyadaki genel durumuna kısa bir göz gezdirelim.
ABD, Japonya ve Güney Kore gibi ülkeler en çok yapay zekâ ile ilgili patent başvurusu yapan ülkeler. Dünya Fikri Mülkiyet Örgütünün yayınladığı raporda bu ülkelerin diğer dünya ülkelerine göre bu alanda ciddi bir fark attıkları görünüyor.
Yapay zekâ ile ilgili günümüze kadar 340 bin patent başvurusu yapıldığı ve çoğu başvurunun bu 3 ülke tarafından yapıldığı ifade ediliyor.
IBM 8 bin, Microsoft ise 5 bin civarında patent başvurusu yaptığı belirtiliyor. Bu dünya devlerini ise; Toshiba, Samsung ve NEC gibi şirketler izliyor.
Türkiye´de ise...
Türkiye´de de bu konuda çok önemli adımlar atılıyor demek isterdim ama maalesef öyle değil. Birkaç üniversite dışında yapay zekâ ile ilgili ders veren üniversitemiz yok. Bu açığın bir an önce kapatılması gerekiyor. Ayrıca yapılan çalışmalar dağınık halde ilerliyor. Bu konuda acil bir eylem planı belirlenip o istikamette çalışmalar yapılması gerekiyor.
Bahçeşehir Koleji´nin sponsorluğunda,14 Mart 2019 tarihinde ?TRAI ZİRVE 19´ yapay zekâ ile ilgili bir etkinlik düzenleniyor. Güzel bir haber. Biletlerini internetten bulabilirsiniz. Fiyatı da 750 TL´cik. Yani hiçbir şey canım. Sonuçta gençlerimiz için çerez parası (!)
Ülke olarak yapay zeka teknolojisini yakinen takip etmezsek, dünyayı bir daha zor yakalarız.



Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


YAZARLAR

Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

HABERLER