Faşizm faşizmdir. Döneme, koşullara, güne ayak uydurmayı çok iyi bilir. İnsanın şeytani yüzünün her halükârda bir yerde yansımasını bulur. Faşizm, diğer izmler gibi şeytanidir.
Batı ruhlu olan, Batı´dan gelen her izm şeytanidir. Ruhumuzla asla bağdaşmaz örtüşmez. Örtüşmez ama fırsat bulursa bir yerde sızar, sızmaya bakar.
Faşizm çok boyutludur. Asıl boyutu küresel olanı. Çünkü bu, izmin asıl sahibi konumunda. Üreten o, sahibi o, dünyanın başına musallat eden o. Hakkın, adaletin karşısında direnci kırılan, etkisi azalan bir anlayış kendini ayakta tutmak zorunda.
Faşizm küresel sermayeye yaslanır, ondan beslenir. Faşizm, küresel hegemonyayı ayakta tutmakla görevli ve yükümlü. Küresel faşizm ırkçıdır, sermayecidir, azgın kapitalizmin ruhudur. Şiddetli, öfkeli dilin elidir. O el silâhsız, nefretsiz, öfkesiz yaşayamaz. Küresel faşizm İslâm ve Müslümanların düşmanıdır. Mazlumların üzerine abanan korkunçluktur. Sömürür, ezer, sindirir. Kendisinden başkalarının yaşama alanlarını sınırlar. Ayakta kalabilmesi için kendisine köleler zorunlu. Onlar olmazsa ayakta kalamaz. Onun tetikçileri var, taşeronları var, gönüllü uşakları var.
Dünyayı demokrasi ile yönettikleri iddiasında olanların bu aracı ve unsuru sadece kendileri için uygularlar. Onun da belli sınırları var.
Müslümanların başına belâ edilen her yabancı unsur, yaşama biçimi, hayat anlayışı, dünya görüşü faşizm ruhludur. Irkçılık faşizmin bir unsuru, kapitalizm ve sömüren sermaye, faiz ve benzeri unsurlar faşizmin dayatması sonucudur.
Müslümanların temel ilkesi insandır. İnsanın korunması, değer bulmasıdır. Her insanın; dini, kültürü inancı ile yaşama hakkı var. İslâm milleti içinde üstün ırk, kabile yoktur. Gönül ve inanç ruhludur. Kardeşlik medeniyet bilinci içinde bir bütünlük ve beraberliktir.
İslâm hiçbir kimseye özel bir konum yüklemez. İbadet, taat, yaşama biçimindeki hakkaniyet ve adil davranma kişinin kendine manevi üstünlük sağlar. Ancak ona bunları araç ederek başkalarını kendisine hizmetkâr etmesine izin vermez. İslâm bilgeleri mütevazidirler. Irkları bir renk tonu ve farklılığı. Yeryüzündeki çiçekler gibi çeşitliliğin insanda bir yansıması.
Faşizmi en somut zirvesini ırkçı Hitler, Mosilini´de yaşadı. Bu dünyayı saran bir hastalık hâline geldi. Bu ırkçı hastalık Müslümanlara bulaştı parçaladı dağıttı. Bu ırkçı anlayışım medeniyet bütünlüğümüze en büyük zararı verdi. Osmanlı devletinin dağılmasına neden oldu. Küçülen parça devletlerin daha da parçalanmalarına neden oldu, olmaya devam ediyor.
Bu ırkçı anlayış egemen olduğu toplumların baskı ve şiddet aracı. Kim nerede güçlü ise orada gerçek yüzünü gösterdi göstermeye devam ediyor. Kimi zaman azınlık olsalar bile bu silâhlı gücü şiddetle kullanıyorlar.
Küresel emperyalizmin dayatmalarındaki demokratik oluşları da faşizm ile ayakta tutuyorlar. Mısır´ın Sisi´si ve benzerleri gibi. Dahası bu anlayış demokratik yöntemlerle de kendine yer bulur. Azınlığın çoğunluğa, mazluma, sahipsizlere ve yalnız olanlara baskı ve şiddet aracıdır. Her türlü güçten yararlanır. Bir devlet ve yönetenleri konumlarını korumak, güçlerini sürdürmek adına şiddete başvururlar. Kendilerini üstün görürler, devletin ve o yörenin sahibi gibi görürler. Tahammülleri yoktur. Karşılarındaki her sesi kısarlar, baskı altında tutarlar, öfke ile sindirirler. Buna demokrasi, seçim, hem halkın kendisini yönetmesi ve hakkaniyeti denir ama karşısında beliren bir hareketi boğmaktan asla çekinmezler.
Faşizm diğer izmler gibi eli kanlıdır. Kendisinden başkalarına yaşama hakkı tanımaz. Faşizm pragmatisttir her renge bürünür. Çıkarları önceliğidir.
Çıkarcı anlayış bir zamanlar milletin başına nasıl bir şer gücünü belâ ettiyse şimdi de ırkçı, faşist eli kanlı bir anlayışı milletin başına yeniden belâ ediyor.
