Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz

CHP´nin Suriyelilere Fransızlığı

Ergün Yıldırım- 27.05.2018

CHP´nin Suriyelilere Fransızlığı

Halk arasında dolaşan Muharrem İnce şekilden şekile giriyor. Traktör sürüyor, bisiklete biniyor sahnede, ayakkabı boyuyor, kasket şapka takıyor.

CHP´nin yüzyıllık elitizmini bir çırpıda silmek istiyor. Adı halk olan bir partinin pratikteki elitist tarihini değiştirme gayretine giriyor. Burada solun hep sağı suçlamak için başvurduğu popülizm bu defa CHP´de nüksediyor. Kılıktan kılığa giren, çok hızlı bir şekilde halk rollerine bürünen bir siyasal aktör doğuyor. Halkın ve garibanın yanında yer alma imajı abartıya dönüşüyor.

Muharrem İnce´nin gösteriye dönüşen halkçılığı Suriye ile ilgili açıklamalarıyla ters yüz oluyor. Garibanın yanında yer alma imajı parçalanıyor. CHP´nin derinden akan elitizmi, ulusalcılığı ve ırkçılığı bütün heybetiyle ortaya çıkıyor. CHP tarihinin ırkçı politikaları bir lider üzerinde tekrar gün yüzüne çıkıyor. İnce, CHP bilincinin tarihsel temsilcisine dönüyor yeniden. O kasketli, traktör süren, ayakkabı boyayan adam gidiyor yerine Türkleri ırkçılık üzerinden okuyarak koruma refleksine giren adam geliyor. Türklerin, tarih içinde kardeşlerini kucaklayan rolünü reddeden ve bunun yerine ?çağdaş ulusalcı, seküler, bencil? rol inşa eden tutumu doğuyor. Türklerin Anadolu´yu Müslümanlara barış adası yapan ve hilafetin merkezi olarak sunan tarihsel rolü reddediliyor.

Muharrem İnce´nin Suriyelileri algılama biçimi oldukça ilginç: ?4 milyon Suriyeli Türkiye´de, bayramda 72 bini tatile gidiyor Suriye´ye, sonra geri geliyor. Demek ki şartları uygun. Ne diye geliyorsun benim ülkeme? Gittikten sonra kapatırım kapıyı kalırsın. Burası aşevi mi?? Bu ifadelerde üretilen algıda Suriyeliler zenginlik ve refah içinde yüzüyor, bayramlarda tatil yapıyor, bizim ekmeğimizi elimizden alıyor. Hakikaten gariban insanlara ve muhacirlik geleneğine ancak bu kadar yabancı olunur!

Suriyeliler, keyif sürmek için Türkiye´ye gelmediler. Gelenlerin %75´i kadın ve çocuklardan meydana geliyor. İç savaştan kaçıyorlar. Yıkım ve katliamdan kaçıyorlar. Onlarca terör gruplarına maruz kalmış evlerini ve yıkılmış şehirlerini terk ediyorlar. Bayramda yakın ve güvenli yerlere girip çıkıyorlar sadece. Buna da tatil denmez. Akrabalarını ziyaret denir. Bayram Müslümanlar için büyüklerini, akrabalarını, hastalarını ve hatta ölülerini ziyaret günüdür. Suriyeliler aşevlerine mahkum olan insanlar değil. Saygın tüccarlar, öğretmenler, doktorlar ve sanatçılar var. Onlar Türkiye´ye büyük katkılar sağlıyor. Bu konuda bir çok araştırma var. Bir tanesini ben GENAR adına yürütüyorum hala. Suriyeliler içinde ?düşmüş? insanları odağa alarak hepsini yargılamak büyük bir vebal. Ve vebalın kaynağında cehalet var. Cehalet yoksa kötülük var.

Suriyeliler, Türklere tercih edilerek iş verilen, maaş verilen ve kayrılan insanlar değil. Bütün bunlar büyük çarpıtmalar. Fatih´in Malta sokağına bir bakın. Kilis´in metruk mahallerine bir göz atın. Etrafına canlılık veren, hayatiyet kazandıran bir dinamizmle karşılaşırsınız. Her muhacir hareketi, bir diriltme yaşatır içinde. Suriyelilerin göçüyle Türkiye´de yaşanan böyle bir veçhe var. Elbette bunu görmek için göz lazım. Fiziki göz değil bahsettiğim. Anlamsal göz! Gören, nüfuz eden ve temaşa eyleyen göz!

İnce de muhacir ailenin Yalova´ya savrulmuş bir ferdi. Balkan muhaciri. Bu nedenle Suriyeli Müslüman muhacirlerden en fazla onun anlaması gerekir. Empati kurması gereken o olmalı. Ancak içinden geldiği sol ve CHP kültürü onu da körleştiriyor. Anadolu, Türkler, İslam ve muhacirlik ilişkisine bir Fransız gibi yaklaşıyor. Bu nedenle Suriyelilere de bu dilden konuşuyor. Onları aşağılıyor. 3B( Barışma, Bölüşme, Büyüme) demesine rağmen bölüşmüyor ve barışmıyor. Sadece söylemde kalıyor. CHP zihniyetinin derin seküler, ulusalcı ve elitist ruhuyla konuşuyor. Muhacirlik biyografisinden kopan, başörtülü gösterdiği annesinin geleneğinden uzak bir tutum içine giriyor.

Suriyeliler, Anadolu´nun muhacirleri . Onları kucaklamak, yaralarını sarmak, destek vermek bizim görevimiz. Bu devlet, bu hükümet, bu millet bunu yapıyor. İmkânlarını sonuna kadar zorlayarak hem de. Suriyeliler de asırlarca bizimle yaşayan kardeşlerimiz. Kürtleriyle, Türkmenleriyle, Araplarıyla kardeşlerimiz. Muhafazakar sosyoloji STK´ları, aydınları, cemaatleri, siyasetçileri ile onlara en fazla dost ve kardeş eli uzatan bir sosyoloji. Çünkü her şeye rağmen muhafazakâr sosyoloji, kendi millet bilincini içinde en fazla hisseden ve muhacirleri kardeş bilen bir toplumsal kesim.



Anahtar Kelimeler: Suriyelilere Fransızlığı

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


YAZARLAR

Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz