Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz

Bayram: Yurt dışında ve Cezaevinde

Sinan ESKİCİOĞLU 22. 08. 2018 Çarşamba

Bayram: Yurt dışında ve Cezaevinde

22. 08. 2018 Çarşamba

Yurt dışında bayramı yaşamak, Türkiye´de bayramı yaşamaktan çok ama çok daha zor. Hele çocukluğunuzda bayramların lezzetini almışsanız, sonra da yurt dışında iseniz, ister istemez klasik cümle ağzınızdan düşüyor. ?Nerede o eski bayramlar?´

Yurt dışında uzun yıllardır yaşayanlar ve hatta doğanlar için durum daha da farklı tabii. Çünkü onlar için Türkiye, sadece tatillerde gidilen ve üç beş hafta kalınıp dönülen bir ülke. Bakmayın siz bugünlerde fazlasıyla milliyetçi olanların söylemlerine. Hepsi de birkaç haftadan sonra kaldıkları, yaşadıkları ülkeleri özlüyorlar. ?Madem bu kadar önemli, dönüp orada yaşasan daha huzur duyarsın´ dediğinizde, kısa bir sessizlikten sonra bilindik cümleler çıkıyor.

?Çocukların okulu, emeklilik´ falanlar filanlar.

Çünkü onlar da alışmışlar burada yaşamaya. Şikayetlenseler de, ağızlarına geleni saydırsalar da, kesin dönüş yapıp yaşamayı göze alamıyorlar.

Kurulu düzenler var tabii. Camiler, çevre, akrabalar, evlendirdikleri oğlanlar ve kızlar.

Akrabaların hemen hemen hepsi Türkiye´de olanlar için bayram çok acı oluyor. Gidecek pek kimseniz yok ve sürekli telefonun ekranında olan gözler?

Böyle olunca da düşünceler peşi sıra geliyor.

Acaba kurban ibadeti Avrupa´da farz olan ibadet olsaydı, durum nasıl olurdu?

Bayram vesilesiyle oluşan dostluk, kardeşlik ve hoşgörü ortamı, gerçekleştirilebiliyorsa, neden bu ortak değerlerden oluşan dostluk ortamı yılın tüm zamanında gerçekleştirilemiyor?

Neden birileri sürekli saldırı durumunda olmaktan hoşnut oluyor ve kavgadan enerji alarak besleniyorlar?

Müslümanların bayramı olan bir günde, müslüman ülke olan Afganistan´da neden roketli saldırı yapılıyor?

İran yüzde yüz yerli ürettiği ?Kevser´ isimli uçağını neden bayram günü tanıtma ihtiyacı duyuyor?

Cennette bulunduğuna, sütten ak, kaymaktan yumuşak, baldan tatlı, kardan soğuk olduğuna ve içenin bir daha susamadığına inanılan kutsal suyun adı nasıl oluyor da bir savaş uçağına veriliyor?

Kelime manası ?Barış´ demek olan İslam´a inanan müslüman ülkeler, buna Türkiye de dahil, savunma sanayii adı altında neden milyonlarca ve hatta milyarca doları silahlara yatırıyorlar?

Savunma sanayii adı altında silah sanayiini güçlendirmek için harcanan paralar neden insanların gelişimi ve düşünce kuruluşları için harcanmıyor?

Neden müslüman ülkeler silahsızlanma üzerine politikalar üretmiyorlar?

ABD düşmanlığı yapıp neden ABD gibi olmayı kendilerine hedef olarak koyuyorlar?

Kurulmasında, ilerlemesinde yıllarını vermiş, bütün kademelerde görev yapmış ve Cumhurbaşkanı sıfatına sahip Abdullah Gül için, Ak parti genel bşk yard. olan kişi neden ve ne cüretle hakaret ediyor ve edebiliyor?

Bu kişinin görevine neden ivedilikle son verilmiyor?

Birçok şehrin belediye başkanlarına görev bıraktırılırken bu kişi neden hala görevinin başında kalabiliyor?

Başkanlık sistemine geçilmesine rağmen neden hala vatan hainliği üzerinden politika yapılmaya çalışılıyor?

Vatan hainliği denen efsunlu kelime neden irdelenmiyor?

OHAL kaldırılıp yerine başka kanunlar konulduğu ve normalleşmenin başlaması gerekirken neden hala cezaevlerinde durumları belirsiz olan yüzbinlerce insan bayram günü eziyet çekiyor?

Cezaevlerindeki insanlar aklıma gelince kendi kendime şükrettim. Yurt dışında olsak da, burada bayramı yaşamanın zorluğunu iliklerimize kadar hissetsek de, cezaevlerinde tek bir pencereye bakarak zaman geçiren insanlar aklıma gelince içim cız etti.

Efsunlu birçok kelime ve kavram kullanılarak insanların gözleri boyanıyor ve kimse de durumları belirsizliğini koruyan bu insanları gündeme taşıyamıyor.

Başkanlık sistemine geçildi ve ivedilikle duruşmaların sonlandırılması gerekli. Suçlu sıfatı, damgası vurulan bu insanların özgürlüklerini yaşamaları, aileleleriyle ve çocuklarıyla bayramı yaşama hakları kendilerine verilmesi gerekliydi. Normalde olması gereken buydu. Daha ne olacağı belli bile olmayan durumun yaşanması kimlere ne fayda sağlıyor acaba.

İşin vahametine bakar mısınız.

Kullanıp kullanıp atılan, ekarte edilen yetişmiş insanlar, Ak partili yöneticiler, bakanlar ve cezaevlerinde de kullanıp kullanıp cezaya çarptırılan yüzbinlerce insan?.

Daha kimleri kimleri kullanıp kullanıp atacaksınız acaba demeden edemiyor insan.

Lanetleye lanetleye bir kaldık hukuksuzluğu getirmek isteyenleri. Peki ondan sonra yapılan hukuksuzluklar da aynı derece lanetleniyor mu?

Duygusal müzik eşliğinde yapılan haberler olmadığı için kamuoyu oluşmuyor, öyle değil mi?

Bakiyorum da, muhafazakar-dindar olan ve İslam´la ilgili yazılar yazan o kadar insan tek kelime etmiyor.

Hani ne oldu 90´lı yıllardaki o meşhur söze: ?Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır.´

Hadis olarak anılan bu söz yetmiyor bence şu an. O yüzden ben size, kitabın tam ortasından bir ayet hatırlatayım da, biraz üzerine düşünün.

Müslümanlar ile de başlamıyor, çok daha etkili olsun diye ?iman edenler´ diye başlıyor. Üzerine düşünelim bakalım ?iman edenler´ kimlermiş?

?Ey iman edenler! Allah için hakkı ayakta tutan, adaletle şahitlik eden kimseler olun. Bir topluluğa duyduğunuz kin, sizi âdil davranmamaya itmesin.

Adaletli olun; bu, Allah korkusuna daha çok yakışan (bir davranış) tır. Allah´a isyandan sakının. Allah yaptıklarınızı hakkıyle bilmektedir´.

 Sevgi ve Bilgiyle kalın



Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


YAZARLAR

Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

HABERLER