Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz

Başörtüsü ve Alevi açılımları.. Bunlar önemli ama partilerden beklenen yarınla ilgili umut…

Fehmi Koru Yazdı;

Başörtüsü ve Alevi açılımları.. Bunlar önemli ama partilerden beklenen yarınla ilgili umut…

Sanki yarın seçim yapılacak…

Partiler demokrasinin vazgeçilmez unsurlarıdır. Kurulan her parti halktan yeterli oyu alıp ülkeyi yönetmeyi amaçlar. Bunu sağlamanın yolu da sandıktır; her parti sandıktan en fazla oyu alarak iktidar çıkmayı bekler.

Bunu sağlamak için de bütün partiler halkın gönlünü kazanmaya çalışır.

Kampanyalar bunun içindir.

Yazımın buraya kadarını ‘Siyaset 101’ ders kitabından alıntı sayabilirsiniz.

Henüz sandığa sekiz aydan fazla bir süre varken ana gövdeyi oluşturan partilerin birbiri ardına attıkları gönül kazanma adımlarını gözlerim faltaşı açılmış izliyorum.

CHP kendisini muhafazakar seçmene de sempatik hale getirmenin peşinde. Bu alanda başı CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu çekiyor. ‘Helalleşme’ adını verdiği partisinin geçmişiyle ilişki kesme hamlesini her geçen gün biraz daha genişletiyor. En son yaptığı başörtüsü konusunun ‘yasakçı’ yorumunun gündem dışı kalmasını sağlama amaçlı hamlesini böyle yorumluyorum.

Tam anlamıyla başarılı olduğunu söylemek biraz zor CHP’nin bu atılımının…

Konu ‘başörtüsü’ olduğu için bu böyle.

Başörtüsünün eğitim dahil kamusal alanda yasak hale getirildiği 1980 sonrası süreçte, 28 Şubat (1997 ve sonrası) ile ‘e-muhtıra’ diye siyasi tarihe geçmiş olayda (Nisan 2007) ve önceki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aranmayan ‘367 oy şartı’ ortaya atıldığında, bütün bunlara CHP sahip çıkmıştı.

Yasağı kaldırmayı amaçlayan yasa girişimleri de yine CHP hamleleriyle boşa çıkartılmıştı.

Bütün bunlar mağduriyet yaşamış veya mağduriyet yaşayanlarla empati kurabilen kişilerin ve kitlelerin hafızasında taze.

İktidar bunu biliyor ve ‘anayasa’ sözcüğü eşliğinde girişimin CHP’ye oy olarak dönmesini boşa çıkartmaya çalışıyor.

CHP’nin muhafazakar gönülleri kazanmak için daha fazla gayret göstermesi gerekiyor.

AK Parti de yine sanki yarın seçim olacakmış gibi faal. Bir yandan kaçmaya başladığını fark ettiği seçmen kitlesini yeniden kazanma amaçlı çabalar gösterir ve bunu ayrıştırmacı dilini daha da keskinleştirerek yaparken, bir yandan da karşı cepheden oy devşirmenin yollarını arıyor.

Son örnek Alevi kitlesinin gönlünü çalma girişimi…

Bu girişimi “Sen benim kitlemi hedef alırsan ben de seninkinin kafasını karıştırırım” niyetiyle açıklamak mümkün.

İki çabayı da önemli buluyorum. CHP liderinin ‘başörtüsü’ kavramı ile partisi arasında var olan olumsuzluğu ortadan kaldırma girişimi yerinde. O kavramın çağrıştırdığı yasakçı yaklaşım ülkede varlığı yalnızca bir kesim tarafından hissedilen devasa bir duvar oluşturuyor; yeniden bir ve beraber olabilme umudunun tazelenmesi açısından yıkılması gereken bir duvar o.  

Kendilerini dışlanmış hisseden geniş bir kitleyi ilgilendirdiği için, iktidarın Alevi kesimini muhatap almaya başlaması da, yine benzer bir sonuç doğurabilir. Birbirini tanımaya ve anlamaya çalışmayan iki kesim olarak varlıklarını sürdüren insanlar, iktidarın kendilerinden yalnızca bir bölümü değil bütün toplumu kapsayıcı bir yaklaşıma evrilme çabasını görmekten mutlu olmalılar.

Muhalefetin iktidarın ilgi alanıyla da ilgilenmeye başlaması kadar iktidarın muhalefetin münhasır alanı sayılan bir kesime anlayışla yaklaşması da olması gereken birer gelişmedir.

Herkesin içinde taşıdığı hesabı dışa vurmaya yaradığı için turnusol kağıdı işlevi de görüyor bu iki yönlü gelişmeler…

İki tarafta da destekledikleri tarafın karşı cepheye yönelik olumlu yaklaşımlarını kabul etmekte zorlananların varlığını hep birlikte müşahede ediyoruz.

“Nereden çıktı başörtüsü açılımı?” diyen CHP destekçileri ile “Alevilere hoş görünme çabasına ne gerek var?” tedirginliği fark edilen iktidar taraftarları bayağı fazla.

[Adaletsiz davranmak istemem: CHP cephesinde daha yüksek sesli karşı çıkışlarla karşılaşıldı; itirazcı AK Parti taraftarları homurtuyla yetindiler.]

Bir atımlık barut mu bunlar?

Seçime kadar sürecek ve hangi taraf sandıktan iktidar çıkarsa, şu sıralarda benimsediği geniş cepheci tavrını terk edecek mi?

Konunun bir de şu yönü var: Başörtüsü yasağına karşı CHP’nin çıkışı ile AK Parti’nin kendisini Alevi kesime sevdirme girişimi, günümüz ortamında, kampanya malzemesi olarak, seçmen kararını fazlaca etkileyebilecek temel konular değiller.

İnsanların ortak beklentileri farklı.

Herhangi bir kafeye gidin ve yan masada siyaset konuşanlara kulak verin, ne demek istediğimi anlarsınız.

Ben geçen gün aynen öyle yaptım.

Ekonomik sıkıntıların, hayat pahalılığının, gelir-gider dengesizliğinin eleştirel üslupla konuşulduğu bir masaya kulak verdim.

Her eleştiriye birden fazla insanın hep aynı cevabı verdiğini gördüm: “İyi tamam da, ötekiler gelse durum değişecek mi? Hayat pahalılığı, ekonomik sıkıntılar giderilecek, ayın sonunu cepte parayla getirebilecek miyiz?”

İktidarın umutsuzluğa sevk ettiği insanlar, onların yerine gelmeyi hedefleyen muhaliflerden daha somut vaatler bekliyor. 

Vaatlerin gerçekleşebileceği umuduyla birlikte.

Daha seçime vakit var ama iktidar ‘baskın basanındır’ anlayışıyla seçim tarihini erkene çekmeyi de gündeme getirebilir; bu sebeple de daha ikna edici girişimler muhalefeten bekleniyor.

İktidar cephesi umut satıyor ve bunu yapmayı muhalefetten daha iyi biliyor.



Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


YAZARLAR

Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz