Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz

Bana Sağcılar Piyasa Ekonomisine Karşı Çıkıyor, Dedirtemezsiniz

Veysi DÜNDAR

Bana Sağcılar Piyasa Ekonomisine Karşı Çıkıyor, Dedirtemezsiniz

Rahmetli Süleyman Demirel´in sağ/sol kavgasının en ateşli günlerinde ettiği şu laf önce kulaklarda sonra belleklerimizde yer etmiştir: ?Bana sağcılar adam öldürüyor dedirtemezsiniz.?

Demirel´e bakarsak, solcular, hem sağcıları hem solcuları öldürüyordu. Demirel´in her zamanki polemik dili ve demagoji söylemi ile efsaneleri arasına giren bu söz artık anlamını tabii ki yitirdi.

Ama Demirel bugün yaşasa ve müteahhitlerin satamadığı konutları devlet alacak dense ve iktidarda kendine sağ diyen bir iktidar olduğunu görse, muhtemelen başlıkta görülen şekilde mukabele ederdi.

Sağcılık piyasa ekonomisine olan itibar ile bilinir. Piyasa ekonomisi der ki, bir malın fiyatını piyasa şartları yani arz-talep belirler. Müteahhitler ev yapmış ama satamıyorlarmış. Belki pahalı satıyorlar. Ucuzlatmaları lazım. 10´a değil 7´ye değil, 5´e satsalar müşteri bulacaklar.

Satamadığınız konutları devlete satıp bankaya borcunuzu kapatıp üstüne bir de can suyu mahiyetinde biraz da sakal alıp eyvallah diyebilirsiniz. Madem devlet bu kadar cevval bir müdahale gücüne sahipti, insanın aklına kör şeytan getiriyor gayri ihtiyari. Onca devlet kurumu niye satıldı bu zamana kadar? Konutları devletleştiren iktidar özelleştirdiği onca kurumu elden niye çıkardı?

Türk sağı ya da başlı başına Sağcılık, Sağcılık olalı, serbest piyasa ekonomisi serbest olalı, böyle zulüm görmedi. Türkiye´de kayıtdışı bir finans sektörünün taahhüt piyasası üzerinden teşekkül ettiğini ikrar eden bu acaip kararın üzerinde konuşacak şeyler o kadar çok ki.

Öncelikle sorunu tanımlayalım:
Her ne kadar dış güçler birden ülkemize saldırmış biz o saldırıyı püskürtmüş olsak da, dövizde ölümü görüp sıtmaya razı eden seviye konut kredisi faizlerini de konut alım-satımı için namüsait kıldı. 1 milyon liraya ev alıp ayda 3-4 bin lira yılda 40-50 bin lira kira geliri hayal eden kişi bankada bu paraya neredeyse ayda 20 bin, yılda yaklaşık 250 bin TL faiz alıyor. Üstelik evler de kaçmıyor. 3-5 ay sonra alsa ne kaybeder!!!

Parası olmayan ise ev almak için kredi almak ister ise 1.000.000 TL´lik ev için yasa gereği 800.000 TL kredi kullansa buna kriz öncesi 1.600.000 TL kredi kullanmış kadar taksit ödemek zorunda. Bir diğer ifade ile 800.000 değil 400.000 TL kullanırsa aslında onun için maliyet aynı olacak. Sonuç: evin satılması için satıcının fiyatı neredeyse yarıya düşürmesi gerekiyor.

Bu matematiksel denklemi çözmek için devletimiz eliyle 1 milyonluk evi devlete ciro etme projesi gündeme gelmiş durumda.

Bir sokak simitçisi de akşam satamadığı simitleri devlete satabilse bu yapılana eyvallah deriz. Siftah edemeyen devlete müracaat etsin.

ABD´de mortgage krizinde veya Avrupa´daki benzer krizlerde görülen ?bail out´ uygulamalarında finans kuruluşlarının özel durumları nedeniyle onlara dair ayrıcalıklı muameleler olmuştu. Ama bir reel sektörün diğerlerinin hakkına tecavüz edilerek bu şekilde kurtarılmaya tevessülü türünün tek örneği tadında.

Siyasi iktidar neredeyse kamuya ait topluiğne fabrikası bile kalmamış iken kamu bankalarını muhafaza etti, sayıyı 5´e çıkardı. 6.sı için kanun hazırladı. Sadece 70 küsur binada tam 240 milyar TL´ye tekabül eden emsal fazlası terkip etti.

Bütün bu karmaşık ekonomi tercihlerinin neticesi gözümüzün önünde. Meşhur iktisatçı Mehmet Şimşek de Londra´da çocuk okutuyor. Yapısal reformları artık Hyde Park Speakers´ Corner´da anlatıyor.

Züccaciyeci dükkanında fil misali tek bir sağlam tabak bırakmayıp, sonra hepsini tek tek japon yapıştırıcısı ile birleştirmeye benzeyen bu taktikleri savunmak için telekinezi de yetmez.

Sonuç yerine :

Sağcılığı bir siz anladınız, siz de yanlış anladınız.



Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


YAZARLAR

Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

HABERLER