Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz

Balkanlar´da Küresel Rekabet ve Rusya´nın Mevzi Kaybı

Ahmet Bağçeci´nin analz hyazısı...

Balkanlar´da Küresel Rekabet ve Rusya´nın Mevzi Kaybı

Balkan coğrafyası; Karadeniz´i Akdeniz´e bağlayan coğrafi konumuyla, yüzyıllardır Rus dış politikasının temel dinamiklerinden biri olan ?sıcak denizlere inme? stratejisinde bugün de önemli bir yer tutuyor. Sovyetler Birliği´nin tarih sahnesinden silinmesi ve Varşova Paktı´nın dağılmasının ardından hemen hemen tüm bölge ülkelerinin yüzlerini AB  ve  NATO gibi Avro-Atlantik örgütlere çevirdiği bir gerçek. Ancak Brexit ile iyice su yüzüne çıkan AB´nin geleceğine dair tartışmalar ve Trump yönetiminin Avrupalı dostlarına pek de müttefiklik hukukuyla bağdaşmayan yaklaşımları nedeniyle - özellikle üye ülkelerin bütçelerinden savunma harcamalarına ayrılan pay ve AB menşeili bazı ürünlere getirilen ek vergiler konusunda  - NATO´nun Avrupalı müttefikleri arasında başlayan huzursuzluk, Kremlin yönetimine Balkanlar´da yeni bir hareket imkânı sağlıyor. Rusya´nın kimi bölge ülkeleriyle olan tarihi ve kültürel bağları ise Balkan ülkelerinde Moskova yanlısı söylemleri benimseyen yerel siyasetçilerin toplumsal taban bulmasını kolaylaştırıyor.

Coğrafi olarak ticaret yollarının, dolayısıyla da kültürlerin kesişim noktasında yer alan Balkan yarımadası, yakın tarih boyunca büyük güçlerin, deyim yerindeyse sürekli bir vekâlet savaşı yürüttüğü bir alan oldu. Yaşanan rekabet, antik çağlardan bugüne bölge halklarının kaderinde de belirleyiciydi. İmparatorlukların sınırları çoğu kez Balkanlar´da kesişti ve bu yüzden bölge, çatışmaların hiç eksik olmadığı bir cephe hattına dönüştü. Ne yazık ki; bu çatışma ortamı, ulus devletler çağında ve Soğuk Savaş sonrası dönemde de devam etti. Negatif bir tanımlama olarak uluslararası ilişkiler literatürüne giren ?Balkanlaşma´ terimi, bu bölünme ve çatışma ortamını anlatmak için kullanılıyor. Söz konusu bölünme ve çatışma ortamının doğmasında, Balkan coğrafyasının iç dinamikleri kadar, Batı Avrupa ve Rusya gibi jeopolitik güç merkezlerinin müdahaleleri de önemli bir yer tutuyor. Bu anlamda, bugün Balkan coğrafyasında kurulmuş olan tüm  ulus devletlerin Rusya ile Avrupalı güçler arasında geçmişi tarihe dayanan ve bugün de süren bir ikilem yaşadığını söylemek yanlış olmaz.

Son zamanlarda Avrupa Birliği´nin Balkan ülkelerine çizdiği üyelik perspektifi, tüm bölge başkentlerinin önceliği haline geldi. Ancak bu durum, Soğuk Savaş´ın ardından bölgede mevzi kaybeden Rusya´nın, Balkan coğrafyasını kendi etki alanında görme hedefinden uzaklaştığı anlamına gelmiyor. Son yıllarda bölgede yaşanan küresel rekabete ve Rusya´nın bugün Balkanlar´da izlediği dış politika stratejisinin detaylarına değinmeden önce, yakın tarihe uzanarak, taraflar arasındaki kültürel ve siyasi bağları hatırlatmakta fayda var.

Makalenin devamı... 

Kaynak: dunyabulteni.net



Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


YAZARLAR

Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz