Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz

Anlamak ve irdelemek

İSMAİL KILLIOĞLU- 08.08.2018

Anlamak ve irdelemek

?Demokraside Özgürlük Sorunu? başlıklı yazımız vesilesiyle bir okuyucumuz bir ileti göndermişti. ?Mail? adresi resmi bir kurum olduğu için belli bir süreyle korunmakta ve daha sonra silinmektedir. İletiye şöyle bir göz atmış, değerlendirmek üzere sonraya bırakmıştım. Bu esnada bir haftalığına ?sıla-i rahim? bağlamında İstanbul dışına çıkmıştım. Gönderilen iletide, söz konusu yazının başlığındaki ?demokrasi? ve ?özgürlük? üzerinde kısa bir değerlendirme yapılıyordu. Ne yazık, iletiyi aynıyla buraya aktarma imkânı, yukarıda belirtilen neden dolayısıyla imkân yok. Hatırımda kaldığı kadarıyla, demokrasi ve özgürlük gibi konuların bize Batı düşüncesinden geldiği, ele alınmasının da birtakım sorunlara yol açacağı kabilinden bir değerlendirme yapılmak istendiği belirtiliyordu. İletiye teknik nedenler dolayısıyla ulaşmak mümkün olmadığı için saygıdeğer okuyucumuzun adını saklı tutma gereği duydum. Ayrıca okuyucunun kendi ifadelerini buraya aynıyla alma imkânı da olmadığı için mealen ve bilvesile konu üzerinde kısa bir irdelemede bulunacağım.

 

Kuşkusuz, inandığımız ve bağlısı bulunduğumuz din olarak İslam, dışında kalan diğer din ya da inançlar ile kabil-i kıyas ekmel ve son dindir. Daha doğrusu Hz. Adem´den iki cihan serveri Peygamberimiz Hz. Muhammed´e (S.A.V.) kadarki peygamberlerin tebliğ ettiği Allah´ın hakikatinin tamamlanmasıdır. Böyle bir hakikate, dine muhatap olup onun rahmetiyle kurtuluşa ermek, sonsuz hamd ve şükür üzere olmayı gerektirir.

Bununla birlikte, insan, vesileler dünyasında yaşamaktadır. Bundan dolayı, yaşadığı evreni, âlemi/âlemleri, dünyayı, hayatı, insanı, toplumu, yönetimleri, siyaseti, sanatı, kültürü vb. anlamak, gerçekleştirmek, bu uğurda faaliyette bulunmak ve mücadele etmek durumundadır. Bir anlamda da, sorumluluğunun gereği zorundadır.

Özelde baktığımızda, İslam, dolayısıyla Müslümanlar, ne zaman Akdeniz (ki bu kavram nerdeyse Müslümanların genel ve yoğun olarak yaşadığı coğrafyayı kapsar) havzasına gelmişlerse, bazı rakip varlıklarla karşılaşmışlardır. Bir başka ifadeyle, farklı, belli oranda karşıt inançlar, kültürler, örf ve adetler, kısaca uygarlıklar ile temasa geçmişler, mücadele etmişler, bazı noktalarda mutabakat ve kendine özgü bir denge sağlamışlardır. Bu karşılaşmalar, mücadeleler, rekabetler içinde ve onlar yoluyla Müslümanlar inandıkları dinin ilkelerini tezahür ettiren bir uygarlık kurmuşlar, uzun bir süre de bunu adeta dünyanın hâkimi konumuna getirmişlerdir. İslam´ın adı ve inanç ilkeleri, bu ilkelerin tezahür ettiği Müslüman hayat, ilişkileri ve değerleri, nitelik farklılıklarına rağmen hali hazırda devam etmekte ve yaşanmaktadır. Bu bağlamda, Müslümanların, çeşitli nedenlerle etkilerini ve hâkimiyetini belli oranda kaybettiği bir uygarlığı söz konusudur ve her bir Müslüman gönül bu uygarlığın yeniden canlanmasını, geçmişteki görkemine benzer bir durumun yeniden ortaya çıkmasını, kurulmasını, insanlığa yön vermesini ister, özler ve bunu bir özlem olarak içinde barındırır.

 

Bunun için, sadece kendi varlığımıza, etkinliğimize, hayatımıza, ilişki ve değerlerimize bakmanın, üstüne titremenin yanında, dışımızdaki dünyaya, insanlara, toplumlara, kültürlere, uygarlıklara da bakma, onları kendi ölçeğimizde değerlendirme yükümlülüğümüz de söz konusudur. Dışımıza bakmak, içimizin kaybedileceği, zaafa, ihtilafa, güçsüzlüğe, diğerinin varlığına bende olacağımız anlamına gelmediği gibi, aksine kendimizi sınama, gücümüzün ve güçsüzlüğümüzün, imkân ve imkânsızlığımızın farkına varma fırsatını da sağlayabilir. Düşüncemizin ve vardığımız sonucun, elde ettiğimiz verinin doğruluğunu, mantığını, yani doğru düşünmenin bir ilkesi olan kıyas yaparak da ortaya koyarız.



Anahtar Kelimeler: Anlamak irdelemek

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


YAZARLAR

Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz