Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz

AKP Bizi Ne Hakla Depremle Tehdit Ediyor?

Veysi DÜNDAR

AKP Bizi Ne Hakla Depremle Tehdit Ediyor?

Önceki gün İstanbul adayını açıklayan AKP´nin başkanı ve kendi deyimiyle %52,6´nın Cumhurbaşkanı´nın rakiplerine ve özellikle CHP´ye dair söylediklerini tekrar okudum.

CHP´yi çeyrek asır ve öncesinden gelen edimleri nedeniyle suçlayan konuşmanın ana başlığı ise ?En büyük tehdit deprem ise, en büyük siyasi tehdit CHP? şeklinde idi.

Açık söylemek gerekirse hayal kırıklığına uğradım.

AKP gibi bir misyon partisinin ve neredeyse hayatımızın her alanını tanzim eden oluşumun en büyük tehditi alt edemediğinin birinci elden ifadesini dinlerken ?doğru duyuyor muyum?? derdim ama, yazılı metin olunca tabii ki, böyle bir durum söz konusu değil.-

Ülke tarihinin görüp göreceği en ağır ve yoğun krizinin aşırı beton tüketiminden kaynaklandığını, satılmayan evlerin müteahhitleri ve onlara iş yapanları halden hale soktuğu ülke sanki Türkiye değil de Patagonya imiş.

İstanbul´un peyzajını dahi yeniden tanzim eden inşaat ekonomisinin sürdürülemez aşamaya geldiğini teyit ve tevsik eden Banka&Müteahhit hormonlu finansal icatlarla faizi aşağı çekme gayretleri inşaatbelliki de gelinen noktanın tam ve hilafsız başarısızlık tablosunu resmediyor.

Memleketi yabancılar gelsin de ev satın alsın diye; bağımsız bölüm bazında pazarlayıp bundan haz ve motivasyon alan havuz gazetesi ile de empati yapamayınca, iş dönüp geliyor ?biz nerede yanlış yaptık?? sorusuna.

Hayatımı idame ettiğim Beyoğlu bölgesindeki evlerin ortalaması 100 küsür yaşında. Kocaman tavanlı ve insana ferahlık vaat eden kadim ustaların elinden çıkan bu semtin evleri kentsel dönüşüm falan da tanımaz zaten.

Kentsel dönüşüm adı altındaki betonarme ekonomisinin depreme çözüm olmadığını birinci elden itiraf edip pek de vadesi kalmayan olası Büyük İstanbul depremine kadar tekrar bizi yönetmek isteyen Ak Parti´ye neden güvenmemiz gerektiğini birinin bana tane tane anlatması gerekiyor.

26 Ekim tarihli Cumhuriyet´te çıkan haberi müteaddit defalar hatırlattım.Sadece 76 projede 12,4 milyon m2 ekstra emsal yaratan AKP´ye birisi ?bu kadar inşaat yaptınız da bizi neden depremle tehdit ediyorsunuz, deprem neden bizi tehdit ediyor?´´ diye sormayacak mı?

?Dünyada cehennem neresi?? diye sorsanız yanıtı olacak kadar keşmekeşin ve anti kentin izlerini haiz Mecidiyeköy meydanının üstüne yerli milli Tower´ı yeşil alanı yok edip konduran ama alt tarafında Gülbağ mahallesinin adeta insanlığın gelişimini sorgulayan çarpık sokaklarını aynen muhafaza eden kentsel dönüşüm planlamasına mı itibar edeceğiz..?

Sadece Bağdat Caddesinde deprem olacak gibi bu bölgeyi hafriyat kamyonu cehennemi ile tanıştıran hafriyat kamyonlarının altında yok olan canların kefaretini biz mi ödeyeceğiz..?

İstanbul´un çeper bölgelerinde neredeyse merkezi bölgelerle aynı imarı layık görüp dünyanın akla en ziyan imar planları ile apartmanları ormanların yanına konduran bir plansızlık projeksiyonunun kendini temize çekmesini mi umacağız..?

Esenyurt´ta kendi verdiği imar hakkını yok sayıp insanları tapusuz namevcut evlerle başbaşa bırakan plan proje yoksunluğunu mu kıstas alacağız..?

Fikirtepe ucubesini burada çadırlara mahkum kılan hayalci evsahiplerini mi unutacağız..?

İstanbul´a ihanet edenin kendisi olduğunu itiraf eden siyasetin, bu ihaneti neden yaptığını merak edenbir ben miyim yoksa..?

Dikey mimari olmayacak diye yemin billah eden, kendi kendini inkar eden siyasetin bir kez daha aynı hataları yapmayacağını bize kim garanti edecek..?

Bütün bunları bir kenara bıraksak dahi Kanal İstanbul´u yapmadan etrafını parselleyip yeni konutlar üretme sevda ve perspektifini kim nasıl açıklayacak..?

??Sakin ol Şampiyon. Önce elindekileri bir hazmet´´ sorusunu kimse sormayacak mı..?

AKP´nin dünya rekoru kıran mortgage oranları ile çırpınan mütehhitleri suya götürüp, susuz geri getirmesinin bana şahsen bir zararı olmadı. Ben hep 50 liralık kira ödedim.

Lakin ülke yönetmek, şehir yönetmek, Asitane´yi yönetmek bu denli de keyfiliği kaldırmıyor.
Kaldırmayacak.

AKP bize deprem tehditi için uyarıda bulunacak son makamdır.

25 yıldır yönettikleri şehrin kafasında hala depremin Demokles kılıcı sallanıyorsa AKP´nin son yapacağı iş tekrar selahiyet istemektir.

Türkiye´nin seçim sisteminin ve ekonomiye katılımı sınırlı kitlelerin desteğini ilanihai alan sosyal yardım ekonomisinin, İstanbul´u deprem tehditi altında onca yıl yönetmemenin sorumluluğunu verdiği parti, aynaya sağlam bir biçimde bakmalıdır.

AKP oy tabanı da CHP oy tabanı da aynı şehrin yüzeyi üstündedir. AKP´nin deprem için yapmadıklarını bugün itiraf etmesinin hesabı mutlaka ödenmelidir.

1. elden bunun kabulü hiçbir siyasi mugalataya kuarban eilemez.

Yapılmayan işin hesabı demokratik zeminde kesilir.

İnşaat ekonomisini yüzüne bulaştıran iktidarın belli ki yapamadıkları arasında ilk sırada depremin yapacaklarını öngörememek var.



Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


YAZARLAR

Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz