Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz

ADİL DÜZEN´DE VE HAYATIN İÇİNDE HAK-GÖREV DENGESİ

Sinan ESKİCİOĞLU - 31. 08. 2018 Cuma

ADİL DÜZEN´DE VE HAYATIN İÇİNDE HAK-GÖREV DENGESİ

31. 08. 2018 Cuma

Adil Düzen´le ilgili yazılarımıza başladığımızdan beri aldığım feedback ve mesajlarda sürekli ifade edilen bazı konuları yazmanın elzem olduğu kanaatindeyim.

Adil Düzen çalışması yaklaşık 50 yıldır devam eden bir çalışmadır. Bu çalışmada olanlar sınırlı imkanlar içinde zorluklarla bu çalışmaları devam ettirmenin gayretinde olan insanlardır.

Aldığım yorumlarda ele alınan birkaç noktayı açıklığa kavuşturmak isterim.

Adil Düzen çalışması bilimsel, islami, bugünden ziyade yarına hitap eden bir çalışmadır.

Özellikle belirtmek isterim ki, bugün yönetimde olanların kesinlikle Adil Düzen´le bir alakaları ve irtibatları yoktur.

Bugün muhafazakar kesimden olan, lükse düşkün, gösteriş merakında olan ve DİN´i şov olarak kullanan kişilerin de kesinlikle Adil Düzen´le alakaları ve irtibatları yoktur.

Adil Düzen çalışmasında olanlar DİN ile böbürlenme, gösteriş ve şov yapma gibi bir düşüncesi olmayan ve kendi hallerinde yaşayan insanlardır.

Adil Düzen bir sistem denemesidir.

Adil Düzen; İslam´ın doğru anlaşılması, Hz. Muhammed (sav) zamanında yaşandığı gibi yaşanması için bugüne nasıl taşınması gerektiğini düşünen, sadece din bilimlerine önem vermeyip aynı zamanda matematik, mantık, hukuk ve insan haklarını ele alarak Kuran´a ve İslam´a sistem bakışaçısıyla bakan bir anlayıştır. Böyle bir anlayışta olanlar için önemli olan Adil Düzen´in anlaşılabilmesi ve küçük parçalar halinde olsa da hayata uygulanabilmesidir.

Bunun aksi olan yakıştırmalar ve benzetmeler hem Adil Düzen çalışmasına ve hem de Adil Düzen çalışanlarına büyük haksızlıktır.

Haksızlık yapmamak İslam´da çok önemlidir.

Kutsi hadis olarak nakledilen cümle şöyledir: ?Her türlü günahla karşıma gelin, affederim. Ancak kul hakkı hariç´.

Hak konusu İslam´da çok önemli bir konudur.

Konumuz hak-görev dengesi olduğu için de böyle bir girişi bugüne kadar bekledim.

Çünkü kritik etmek için can atanlar, öncelikle İslam´la ilgili en azından Adil Düzen kadar bir çalışmayı ortaya koymak zorundadırlar.

Neden mi?

Çünkü hak-görev dengesi bunu gerektirmektedir.

Hak-görev dengesi bu kadar önemli mi? Evet, bu kadar önemli, çünkü bugün yaşadığımız problemlerin bir çoğunun sebebi hak-görev dengesinin bilinmemesi ve hayata uygulanmamasıdır.

İslam´da haklar çeşitlidir:

  • Doğuştan elde edilen haklar,
  • Emekten doğan haklar,
  • Sözleşmelerden doğan haklar.

Doğuştan elde edilen haklar beştir:

Canın, aklın, dinin, neslin ve malın korunması.

Ayrıca akraba ilişkilerinden doğan haklar da bu kategoride ele alınabilir.

Bu haklar istisnasız bütün insanlar için geçerlidir. Yani kişinin dini ne olursa olsun, kendi dinini (ya da dinsizliğini) koruma ve yaşama hakkına sahiptir. Hristiyan ve yahudi olsalar bile kişiler dinlerini yaşama haklarına sahiptirler.

Emekten doğan haklar: İş gücünü sunan kişilerin işgüçlerine karşılık elde ettiği haklardır. Emek-ücret konusu, emek-çalışan hakları ve benzeri konular emekten doğan haklar konusunda değerlendirilir.

Sözleşmelerden doğan haklar: Parasal, sosyal, devletsel ve kamusal kapitallerin kullanılması ve sözleşmelerle üretim yapılması ve bunlardan doğan haklar bu maddede değerlendirilir.

Hak-görev dengesi:

İslam, hak-görev dengesi üzerine kurulmuştur. Hayat da aslında hak-görev dengesi üzerine kurulmuştur. İslam´ın hayatın içinde olmasının sebebi aynı dengeler üzerine kurulmuş bulunmalarından kaynaklanmaktadır.

İslam, kişinin doğuştan elde ettiği hakların haricinde, görev ifa ederek hak elde etmesini savunmuş ve tavsiye etmiştir.

Yaşanan hayat da bize aynı dengeyi sunmaktadır. Çocukluktan itibaren hep görev karşılığı elde edilen haklar karşımıza çıkmaktadır.

Okulda ders çalışma görevi ile sınıf geçme hakkını elde etme,

Ortaokul ve lise sonu sınavlarına iyi hazırlanma görevi karşılığı, iyi liselere ve üniversitelere girme hakkını elde etme,

Üniversite eğitiminden sonra bir iş için gerekli yeterlilik görevini yerine getirenlerin, iyi iş imkanı olan hakları elde etmeleri,

Evlilik hayatında görevlerini yerine getiren bireylerin, huzurlu ve mutlu aile ortamı yaşama hakkını elde etmeleri,

Eşlerine görevlerini yerine getirenlerin, eşlerinden huzur ve mutluluk bulma haklarına ulaşmaları gibi?.

İşte İslam hayatın içinde olan bu kuralı bize sunmaktadır: Hak-görev dengesi?

Bu olmazsa ne olur?

İnsanlar mutsuzlaşır, dinden rant elde edenler artar (Dinden rant elde edenler de, kendileri hiçbir görevi ifa etmedikleri halde, hakları olduğunu düşünerek dini anlatmaya ve insanları bu konuda yönlendirmeye başlar, din adına toplumu bölme noktasına gelirler) ve toplumu zehirler (15 Temmuz´da olduğu gibi), çiftler huzursuz ve mutsuz olurlar, çocuklar gerektiği gibi eğitilip hayata hazırlanamazlar ve bir bütün olarak toplumsal çöküntü başlar.

İşte bunların olmaması için hayatın dinamiklerine uygun olan Adil Düzen ve Adil Düzen İlmihalinin hayata geçirilmesi önemlidir.

Sevgi ve Bilgiyle kalın



Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


YAZARLAR

Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz