Ankara´nın Şam´la yeniden el sıkışmasının önünde Kürtler bir ?diyet´ olarak duruyor. Kürtlerin bu kez eli daha da zayıflamış olmakla birlikte Şam´ın Ankara´yı memnun edecek bir tercihte bulunup bulunmayacağı belirsiz. Burada da Rusya´nın yönlendirmesi önem kazanıyor.
ABD Başkanı Donald Trump dün, ?Suriye´de IŞİD´i yendik, Trump başkanlığı döneminde orada bulunmamızın tek nedeni oydu? tweet´iyle pimi çekilmiş el bombasını evvela kendi yönetim birimlerine atmış oldu. Beyaz Saray, Pentagon ve Dışişleri´nden afallaya afallaya gelen açıklamalar kararın koordinasyon sağlanmadan alındığını gösteriyor. Trump´ın şoke ettiği ekibinde küplere bindiği söylenen Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton da var.
Önce Pentagon Sözcüsü Bob Manning, Trump´ı yalanlarcasına, ?Şu an için ortaklarımızla çalışmaya devam ediyoruz? dedi. Bunu, Beyaz Saray Sözcüsü Sarah Sanders´ın, ?IŞİD´e karşı zafer, operasyonun sona erdiği anlamına gelmiyor. Bir sonraki aşamasına geçiş için ABD birliklerinin eve dönüşünü başlattık? açıklaması izledi.
Sonra bir yetkili planla ilgili detaya girdi:
? Çekilme, IŞİD´e karşı son operasyon tamamlandıktan sonra başlayacak.
? ABD askerleri Suriye´den 60 ile 100 gün arasında çekilecek.
? Ülkedeki Dışişleri personeli 24 saat içinde tahliye edilecek.
Bir yetkiliye göre Trump çekilme kararını cuma günü Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan´la yaptığı telefon konuşmasında aldı. Bir başka yetkili, ?Kendi kararını verdi. Erdoğan´la tartıştığı bir şey değildi. Sadece Erdoğan´a kararını bildirdi? diyerek bunu yalanladı.
Farklı kaynaklara göre karar açıklanmadan önce Pentagon´un sahadaki ortağı Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile paylaşıldı.
***
Daha aybaşında Genelkurmay Başkanı Joseph Dunford, Fırat´ın doğusunda 35-40 bin kişilik ordu kurma planının henüz yüzde 20´lik kısmını tamamladıklarını ve işe devam ettiklerini söylemişken birden bire çekilme kararına nasıl gelindi?
Önce bunu şaşırtıcı olmaktan çıkartan bir-iki hatırlatma yapalım:
Trump yönetiminin 2016´daki seçim vaadi Suriye´den derhal çekilmekti. Fakat hem Pentagon hem de Körfez´deki ortaklarının baskısıyla çekilme planı rafa kalkarken sahadaki askeri varlık üç temel hedefle güncellendi:
? IŞİD yenilecek.
? İran unsurları çekilecek.
? Suriye´de siyasi geçiş sağlanacak.
Hesapta Fırat´ın doğusunda kontrol edilen bölge, Suriye´nin geleceğini şekillendirirken en önemli koz olacaktı. Bunu Rex Tillerson, Dışişleri Bakanlığı koltuğuna veda etmeden önce dillendirmişti.
Bu arada Trump, Körfez´deki müttefiklerini, ?Siz asker gönderin, para verin? diyerek işin içine sokmaya çalıştı. Araplardan 4-5 milyar dolar para beklerken Fırat projesine gelen fon 350 milyon doları ancak buldu. Güya Arap NATO´su kurulacak, Suriye´de konuşlanacaktı. Bu da katıksız bir fanteziydi.
İran´ın elini kolunu kesme hedefiyle ilgili de planın ayakları yere basmıyordu. Amerikalılar, SDG ile Deyr el Zor´dan Ürdün sınırındaki Tanaf üssüne kadar inerek Irak-Suriye sınırını İran´a kapatmaktan bahsediyordu. Suriye ordusu hızlı bir hamleyle bunu suya düşürdü. İran´ı geriletme stratejisi yürümezken bu konuda Rusya ile çalışmanın daha kestirme yol olduğu görüldü. Amman Operasyon Odası´nın kontrolündeki Güney Cephesi, Rusya´nın İran unsurlarını sınırdan 80-100 km uzaklaştırma vaadi karşısında, ABD´nin muhaliflerin fişini çekmesiyle çöktü. Bu strateji İran açısından da makbuldü. Sonuçta müttefiki Suriye kazanıyordu.
IŞİD bittikten sonra ABD´nin Suriye´de İran´ı bloke etme bahanesiyle kalmasının zorlaşacağı aşikârdı. Üstelik bu planla Türk-Amerikan ilişkileri rayından çıkıyordu.