Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz

ABD´de fark az olunca seçim yenilenmiyor, ama daha az oy alan kazanabiliyor? Doğru sanılan yanlışları düzeltiyorum?

Fehmi KORU

ABD´de fark az olunca seçim yenilenmiyor, ama daha az oy alan kazanabiliyor? Doğru sanılan yanlışları düzeltiyorum?

Oylar sayılıp sonuçlar kesin olmasa da ortaya çıktığından beri meydana gelen kafa karışıklığı tarafların zihinlerini de bulandırmışa benziyor. Öyle olmasa hemen her gün yeni bir tutarsız açıklamayla karşılaşmazdık.

Alın, CHP´nin İstanbul´da ipi göğüslediği halde rakibi tarafından yokuşa sürülen adayı Ekrem İmamoğlu?nun yaptığı medyayla ilgili açıklamasını? İmamoğlu açıklamasında gazete ve televizyonları iki gruba ayırıyor, bir bölümünü -herhalde ?iflah olmaz´ gördüğü için olmalı- bir kenara koyduğunu belirttikten sonra, daha merkeze yakın olmasını beklediği ikinci grubun yayınlarının tek taraflı olmasına tepki veriyor.

Özellikle Hürriyet-CNN Türk?e ve Habertürk?e?

CHP´nin yanlış bildiğinin doğrusu

Yanlış bir değerlendirmenin sonucu bir yaklaşımı yansıtıyor bu açıklama.

Belediye başkanlığı seçiminde CHP´nin İstanbul adayı Ekrem İmamoğlu ile Ankara adayı Mansur Yavaş sandıktan rakiplerinin önünde çıktılarsa, bunu, medyanın kendilerine verdiği desteğe değil, tam tersine medyanın İmamoğlu?nun şimdi şikayet konusu ettiği tek taraflı yayınlarının halkta uyandırdığı tepkiye borçlular.

Ülkemiz medyası kurumlara güven skalasında en dipte yer alıyor. Gazeteler ve televizyonların yaptıkları tek taraflı yayınlar yüzünden medyaya güven yerlerde sürünüyor.

Kadir Has Üniversitesi´nin her yıl sonunda yenilediği sosyal-siyasal eğilimler araştırmasının sonuncusu bu gerçeği çarpıcı biçimde ortaya çıkarmış bulunuyor.

Araştırmaların önemini göstermesi bakımından aynı araştırmanın bir başka bulgusunu burada paylaşmak yerinde olabilir.

Okuyalım:

?İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANI ?İNANÇLI MÜSLÜMAN´ OLMALI 

Katılımcılara sorulan ?Sizce [X Şehri] Büyükşehir Belediye Başkanı olacak kişi size sayacağım özelliklerden hangilerine sahip olmalıdır?? sorusuna İstanbul´da ilk sırada ?İnançlı Müslüman´ ikinci sırada ?çalışkan? karşılığı verilirken; Ankara ve İzmir´de ise ilk iki sırada ?Çalışkan´, ?Dürüst ve namuslu olmak´ cevapları verildi. (..)

Araştırma sonuçlarına göre, 31 Mart Belediye Başkanlığı seçimlerinde Türkiye için ?aday´ ve ?parti´ birbirine yakın öneme sahip gözükmekte olup, oy tercihlerine göre ?aday´ etkisi yüzde 50,6 olarak belirlenirken; ?parti´ yüzde 49,4 olarak gözlemlenmiştir.?

İstanbullu seçmen, araştırmacılara, ?Önüme ?inançlı´ ve ?çalışkan´ birini aday olarak hangi parti sunarsa oy tercihimi ona yönlendiririm? mesajını vermiş işte.

Ortaya çıkan tablo da verilen o mesaj istikametinde olmadı mı?

Aynı araştırmada ?Hangi gazeteyi okuyorsunuz?? sorusuna, sorunun yöneltildiği insanların yarıdan fazlası (yüzde 57) ?Hiçbir gazete okumam? cevabını vermişti zaten. Okuyanlar da her gün değil, haftanın bir-iki gününde ellerine gazete aldıklarını belirtmişlerdi.

?Medya´ denildiğinde ülkemizde gözümüzün önüne gelmesi gereken tablo budur.

Günlük gelişmelere ilgi duyanlar, haber almak ve yorum okumak için artık geleneksel medyanın bilgilendirmesini, yorumlamasını değil, geleneksel medyanın taşıyamadığı gazetecilerin yararlandığı alternatif medya yayınlarını tercih ediyor.

İnternet sitelerinde yazanların pek çoğunun yazısı en çok satan gazetenin en bilinen yazarından daha fazla okunuyor, YouTube üzerinden yayın yapan dar bütçeli internet kanalları milyonlar harcanan ekranlara ciddi birer rakip haline dönüşüyor?

Geleneksel medya her geçen gün daha az okunuyor, daha az izleniyor. Etkisi de sınırlı.

Esasen, AK Parti´nin kendisi de 2002 yılında girdiği ilk seçimde, medya desteği sayesinde değil, medyanın ağır eleştiri oklarının hedefine yerleştirdiği parti olduğu halde iktidara gelmişti.

Ankara ve İstanbul belediye başkanlık yarışında ?Millet İttifakı´ adaylarının önde çıkışlarında medyanın İmamoğlu ve Yavaş?a olumsuz tavırlarının payı hiç de küçümsenmeyecek oranda.

CHP´nin yanlış bildiği doğru buydu.

AK Parti´nin doğru sandığı yanlış

Bir de kafa karışıklığının mahsulü olduğu izlenimi veren, AK Parti´den gelen ?ABD´de oy oranı birbirine yakın olduğunda seçim yenileniyor? bilgisi var.

Yanlış bir bilgi bu.

Doğru bilgi ise, ABD´deki başkanlık seçiminde, rakibi karşısında halktan daha az oy alan adayın kazanabildiği bir sistemin varlığıdır. 2000 yılında George W. Bush ile 2016 yılında Donald Trump rakiplerinin oyları kendilerinin oylarından daha fazla olduğu halde, sistem sayesinde, başkan seçilebildiler.

AK Parti sözcüleri, ?Bize de ABD´de olduğu gibi daha az oy alanı kazandıran bir sistem gerek? deseler anlayacağım da, oy farkı az olunca ABD´de seçimin yenilendiğini söylediklerinde anlamakta zorlanıyorum.

Geçen gün de yazdım: Bush 2000 yılında, Florida´da rakibi Al Gore?dan 327 oy daha fazla alması ve ?ikinci seçmen sistemi´ sayesinde başkan olabilmişti.

Sadece 327 oy sonucu getirmişti?

Aradaki fark bu kadar az oldu diye seçim yenilenmedi. Oy sayımı o noktada Florida eyalet mahkemesi tarafından durduruldu.

Bizde de Yüksek Seçim Kurulu (YSK) İstanbul´daki üst üste sayımlara her an müdahale edebilir ve süreci daha fazla uzatmadan arada tek bir oy bile fark olsa, önde çıkana mazbatasını verebilir.

Vermelidir.

Bizde tek oy farkla bile olsa kazanana hakkını teslim eden bir seçim sistemi var çünkü.

Doğru sanılan yanlışlar ile yanlış bilinen doğruların hakim olduğu bir ortamdan geçiyoruz. Birilerinin de doğrularla yanlışları balığın kılçığını ayırır gibi temizlemesi gerekiyor.

 



Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


YAZARLAR

Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

HABERLER