Fehmi Koru yazdı;
Askerlerini ve bir miktar işbirlikçilerini Taliban’la anlaşılan son gün olan 31 Ağustos’a kadar Afganistan’dan çekmeye çabalayan ABD’ye,“Gitme, burada kal” mesajı yerine de geçecek büyük patlama hangi aklın eseridir?
Kabil Havalimanı yakınlarında patlayan bombalı saldırıda 13’ü Amerikan askeri, 60’ı Afgan olmak üzere 73 kişi hayatını kaybetti. Çok sayıda da yaralı var.
Saldırıyı ‘ISIS-K’ örgütünün gerçekleştirdiği sanılıyor. Örgüt eylemi üstlendi.
‘ISIS-K’ Irak merkezli fakat Pakistan ve Afganistan’da da yerleşik IŞİD/DEAŞ örgütünün bölgedeki adı. ‘K’ Türkçesi ‘Horasan’ olan sözcüğün İngilizce isminin ilk harfi.
Ortadoğu’yu kasıp kavuran IŞİD/DEAŞ, kolları başka ülkelere de uzanan bir örgüt. Afganistan’ı merkez seçmiş el-Kaide örgütünün bir türeviydi IŞİD/DEAŞ; onun ‘K’ uzantısı, kendisini Taliban ve el-Kaide’den ayrıştırmak için edindiği bir isim.
Bu son eylemiyle “Burada ben de varım” mesajı verdiği kesin.
Mesajın muhatabı olan ABD ve öteki Batı ülkeleri IŞİD/DEAŞ’ın Horasan kolunun o bölgedeki varlığından zaten haberli.
Habersiz olanlar da şimdi bilgi sahibi oldular.
Sorum ve cevabı
İyi de, kendisini ‘İslam Devleti’ olarak tanımlayan bir örgüt, yerleşik olduğu bölgede işgalci güç ilan ettiği yabancı askerlerin çekilmeye başladığı bir ortamda, çekilme işleminin yürütüldüğü havalimanı önünde çokça can alan bir eylemi neden gerçekleştirir?
Eylem yapılması kararını veren IŞİD/DEAŞ liderleri, eylemlerinin, muhataplarında, “Gitmekle hata mı yapıyorum?” hissini uyandıracağını ve intikamcı bir tavırla cevap vermeye kalkacaklarını düşünmez mi?
Elbette düşünür.
[Askerlerini çekme kararının altında imzası bulunan ABD başkanı Joe Biden, dünkü eylemin ardından çok sert açıklamalar yaptı. Kendisinin ‘müthiş öfkeli ve kızgın’ olduğunu söyledikten sonra şu sözleri sarf etti: “Affetmeyeceğiz. Unutmayacağız. Peşinize düşecek ve yaptığınızı size ödeteceğiz.”]
‘Terör örgütü’ diye bilinen yapıların da kendilerine göre bir rasyoneli bulunur. Varlıklarının ve icraatlarının kendi tabanlarına makul görünecek yönleri vardır. İstihbarat örgütleri o rasyoneli keşfedip karşı mücadeleyi ona göre yürütür.
O zaman en baştaki sorumu bir kez daha tekrarlayayım: IŞİD/DEAŞ neden tam da şu sırada ABD ve müttefiklerine “Gitme, burada kal” mesajı verdi?
Bilinenlerin tekrarı olacak, ama başka çare yok.
Şiddete bulaşmış ve bunu ideolojilerinin bir parçası ve propaganda aracı olarak kullanmakta olan örgütler ‘düşman’ belledikleri gruplar, örgütler, milletler ve devletleri hedef alan eylemlerle varlıklarını sürdürürler.
Eylemler onların can suyudur.
Ne kadar kanlı ve dehşetengiz olursa o kadar ses getiren eylemler…
IŞİD/DEAŞ’ın Irak’ta ilk baş gösterdiği dönemde ellerinde rehin tuttukları gazeteciler ile sivil toplum örgütü mensuplarını can yayında infaz etmelerinin sebebi de buydu. Acımasız olduklarını dünya-aleme -daha çok da etkileyip yanlarına çekmek istedikleri kitlelere- ispat etmiş oldular.
Horasan’da -yani Afganistan’da- yerleşik olduğunu isminin önüne koyduğu harfle ilan eden örgüt de, bir yandan ABD’ye “Gitme, kal” mesajı verir ve onu yine bölgede tutmaya çalışırken, bir yandan da ABD’nin olmayacağı bir ortamda kendisinin varlığının da tanınması gerektiğini ülkenin yeni yöneticilerine hatırlatıyor.
IŞİD/DAEŞ-K bu eylemiyle Taliban’dan yönetimde ortaklık talep etmiş oldu.
Gerçekten yumuşama, eski tavırlarından vazgeçme niyetleri var olsa bile -ki ben bu kanaatte değilim- IŞİD-K’nın rahatlıkla terör eylemi sahneye koyabildiği ülkede Taliban bu niyetini hayata geçiremez.
Biden’in son haftalarda verdiği beyanatlardan ve askerlerini bir an önce oradan çekme çabasından patlamanın tam olduğu yerde ABD’nin bir eylem beklediği anlaşılıyor. Eylem Amerikalılar için sürpriz değil. Biliyorlardı engelleyemediler. Veya biliyorlardı, olmasına izin verdiler.
20 yıl boyunca beşbine yakın askerinin cenazesinin kalktığı ülkeden aniden çekilmesinin sebebini anlatmakta zorlanıyordu Joe Biden; bu eylem ona güçlü bir gerekçe sağlamış oldu.
Bizler de eylemin meydana geldiği yerin güvenliğini Türk askerlerinin üstlenmesinin yanlışlığını bu vesileyle öğrenmiş olduk.
Afganistan bundan sonra nasıl bir ülke olur?
Dünya bu sorunun cevabını merak ediyordu. Olumsuz senaryolar çoğunlukta olsa bile, bizde ve dışarıda olumlu gelişmeler bekleyenler de az değildi. Taliban’ı ‘özgürlük savaşçıları’, eylemlerini ‘milli mücadele’, ülkenin bütününe hakim hale gelmesini ‘zafer’ olarak değerlendirenler yalnız Türkiye’de yok; buna benzer yaklaşım sergileyenler her yerde var.
Onların yaşadıkları ilk hayal kırıklığı olacak bu eylem.
Arkası da gelecektir.
[“Amerikalılar 300 bin Afgan’ı eğitti, onlardan bir ordu meydana getirdi; Taliban’a hiç direnemediler” diyenler ve bundan kendilerine göre sonuçlar çıkaranlar da bulunuyor. Ne yapsaydı yani Afgan askerleri? Amerikalıların kendilerine öğrettikleri savaş taktiklerini karşılarına çıkacak Amerikan silahlarıyla mücehhez kendi milletinden insanları öldürmek için mi kullansalardı? Kardeş kanı mı dökülseydi? Herhalde askerlerini oradan çekme çabasında olanların beklediği buydu. İyi ki öyle olmadı.]
Türkiye hala Afganistan’da kendisine iş düşmesini bekliyor.
En doğru yaklaşım, oradan mümkün olduğu kadar uzak durmak.
Hiç değilse bir süreliğine.