Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun kendisine yönelik sözlerinin ardından Meclis Dikmen kapısından yürüyerek İçişleri Bakanlığı önüne gitmek istedi. Ancak polis, Özdağ’ın bakanlık önüne yürümesine izin vermedi. Özdağ, “Bundan sonra seninle Süleyman, bu iş ikimizden birisi ölene kadar devam edecek. Ya sen özür dilersin, milletin önünde ya da bu kavga sonuna kadar devam eder.” dedi.
Bir polis memurunun “Siz milletvekilisiniz Meclis’te de çok güzel açıklama yapabilirisiniz, sizi almayacağız sayın vekilim.” demesi üzerine Özdağ, şunları ifade etti:
“Beni burada durdurmaya hakkınız yok. Süleyman, bu arkadaşlar Türk milletinin çocukları senin bodyguardların değil. Bunların çoğu benim öğrencim. Sen don lastiği satarken ben akademide ders veriyordum adam. Onun için bu çocukların arkasına saklanıp beni burada durdurma. Ben geliyorum. Kapının önüne çık. Süleyman kapının önüne gel. Korkak herif. Televizyona çıkıp küfretmek, benim aileme küfretmek senin haddine mi? Haydi gel bakayım oraya. Sen Cumhuriyet tarihinin en büyük kriminalisin. Ve şimdi Zafer Partisi’ne karşı bir komploya imza atıyorsun. 6-7 ilde nasıl Zafer Partili görünen tiplerle, olay çıkartacağını biliyorum senin. Geliyorum Süleyman, bekle.”
Özdağ, yürümek istedi ancak arbede çıktı. “Zafer Partisi, yedi ay önce kuruldu; ülkemize yönelik örtülü bir istilanın, 8 milyonu aşan Suriyeli, Afgan ve Ortadoğu’nun değişik ülkelerinden Türkiye’ye yönlendirilen insanlar tarafından yapıldığını; Türkiye’nin gündemine getirdi ve getirmeye devam edecek.” diyen Özdağ, şöyle devam etti:
“Biz, Zafer Partisi olarak Türk milletinin; ‘sığınmacılar ve kaçaklar, ülkelerine dönsünler’ iradesini siyasette temsil ediyoruz. Gerek saray ittifakı gerek AK millet ittifakından farklı olarak ‘gönüllü dönerler, onlara ev yaparız döneler’ demiyoruz. Burası dünyanın lunaparkı değil. Her ipini koparan Türkiye’ye gelemez. Biz bu 8 milyon insanı bir sene içinde tarihin en büyük geriye dönüş projesiyle vatanlarına yollayacağız, diyoruz. Bu politikamız hem Ak millet ittifakı, hem sarı muhalefetin dengesini bozdu; hem de sarayın dengesini bozdu. Erdoğan 1 ay önce ‘yollamayacağım’ noktasından, şimdi ‘1 milyon kişiyi yollayacağım’ noktasına geldi. Bu da bir seçim tuzağı bir milyon kişiyi sınırın ötesine yerleştirecek, seçimden sonra geri alacaklar. 500 bin kişi falan da yollanmadı, BM rakamlarına göre 100 bin.
Peki Zafer Partisi’ne kızgınlığın nedeni, neden? Çünkü sarı muhalefet bu konuyu iktidarla anlaştığı için gündeme getirmiyordu. Türk milletinin iradesini temsil etmiyordu. Zafer Partisi bu konuyu gündeme getirdiği için, şimdi Süleyman Soylu’nun liderliğinde Zafer Partisi’ne karşı bir komplo kuruluyor.
Bu komployla ilgili birkaç gün önce Genel Merkezi’mize bana ziyarete gelen bir polis memuru bana bilgiyi verdi. Kimlerle telefon konuşmasını, kimin yaptığını bu komploda kimlerin görev alacağını, öğrendim. Başka kaynaklardan da bunu teyit ettim. Zafer Partili gibi görünen hesaplar üzerinden, 5-6 ilde karışıklık çıkartıp, bizi psikolojik baskı altına almak istiyorlar. Biz tuzağa düşmeyiz.
‘Atamanlar grubu’ diye bir grup var. Sağda solda Suriyeli, Afgan dövüyorlar. Bunu Facebookta yayınlıyorlar. Bir ay önce bunlarla ilgili suç duyurusunda bulunduk. Bundan üç gün önce ‘biz kapattık, dağıldık’ dediler. Anladık ki arkasında bunun karanlık odaklar var. Kimle bağlantılı olduğunu tahmin edebilirisiniz. Özetle; dün Soylu’nun bana ve aileme yapmış olduğu hakaret, bu operasyonun işaret fişeğiydi.
Tutuklanacaksın
Bugün Süleyman Soylu’ya meydan okuyarak, ‘İçişleri Bakanlığı önüne geleceğimi’ söyledim ve Soylu’ya çağrıda bulundum. Soylu, korkma. Sen Karadeniz oğlusun, uşağısın Of’luyum diyorsun. Ben Ofluların cesur olduğunu bilirim. Ama sen Oflu değil, kofluymuşsun. Sen korktun kardeşim. Ya ben tek başıma yürüyorum. Ümit Özdağ’dan bu kadar mı korkuyorsun?
Bana karşı yapmış olduğun girişimlerin yıllardan beri farkında değil miyim? Teröristleri izletmen gereken adamları, benim peşime takmadın mı? Birçok insanın peşine taktığın gibi… Yemek yediğim restoranlardan visa kartı ödemelerimi toplatmadın mı?
Süleyman senden korkan senin gibi olsun. Sen kriminal bir adamsın bu görevin bittiği zaman sen tutuklanacaksın kardeşim bunun sen de farkındasın sen Cumhuriyet tarihinin en büyük kriminalisin. Hadi er mi yaman bey mi yaman. Bundan sonra seninle Süleyman, bu iş ikimizden birisi ölene kadar devam edecek. Ya sen özür dilersin, milletin önünde ya da bu kavga sonuna kadar devam eder. Ama provakasyonları hiç deneme her provokasyon girişimini ağzından içeri tıkarım senin. Süleyman Soylu’nun bir korkak olduğunu bütün Türkiye gördü, bütün dünya gördü. Ümit Özdağ’ın karşısına çıkamadı.”
Açıklama yapmasının ardından arabasının önüne yürürken Zafer Partililer ve basın arasında gerginlik yaşandı. Özdağ, arabasına binerken ATV muhabirinin anonsunu duydu ve şunları söyledi:
“ATV, izin vermedi değil. Süleyman korktu. Gerçek bu. Çünkü Süleyman gücünü oturduğu makamdan alıyor. onun dışında bir sıfır bu adam. Polisin kaynaklarını şahsi emelleri için kullanıyor. Siyasi şantajlar için kullanıyor. Bunu bütün bir Ankara biliyor. Kimse söylemiyordu. Ama şimdi ben söylüyorum. Tamam mı Süleyman, sen bir korkaksın. Eğer zerre kadar erkekliğin olsaydı bugün burada olurdun. Odana saklandın. İstanbul’dan bile polis getirdin. Ayıp sana. Sen mi terörle mücadele edeceksin? Hani Murat Karayılan’ı getirecektin? Bak hala orada.”
Ümit Özdağ, ATV muhabirine yanıt verirken basınla polis arasında gerginlik çıktı. AKİT TV muhabirinin gömleğinin düğmesi koptu. Özdağ, daha sonrasında arabasına bindi ve gitti.