Kitle imha silahlarının yayılması, bunlara aktarılan yardımların önlenmesi amaçlı kanun teklifi 16 Aralık günü TBMM'ye sunuldu. İçerisinde dernekler ve yardım toplama faaliyetlerini engellemeye yönelik maddeler barındıran kanun teklifi 19 Aralık 2020 günü meclis Adalet komisyonunda kabul edilmiştir.
Kanun teklifinin gerekçesinde Türkiye de terörizmin finansmanının önlenmesi hakkında kanun gibi problem içeren kanunu da dayatan mali eylem görev gücü((FATF) adındaki Uluslararası bir örgütün tavsiyesiyle hazırlandığı ifade edilmektedir. Kurucu olanların yakın tarih boyunca en çok kitle imha silahları üretip kullanan devletler olduğu bilinen FATF'ın faaliyetlerini tartışmak bir yana, ilgili kanun FATF'ın tavsiyelerinin ötesinde ülkemizdeki sivil toplum faaliyetleri ve çalışmalarını denetleme, engelleme ve daha fazla yaptırımlar içermektedir.
2013 yılında kanunlaşan ve sivil toplum kurumları olarak tepki ile karşıladığımız, ülke çapında sivil toplum kurumlarının karşı çıktığı, aleyhine açıklamalar yapılan terörizmin finansmanının önlenmesi kanunu ile temeli atılan süreç bugün daha problemli ve sivil toplum çalışmalarını etkisizleştirme riski taşır hale gelmektedir.
2000'li yıllarda Irak’ın işgali sırasında uluslararası güçlerin tavsiyeleri bahane edilerek “Kitle imha silahları” şaibeli oluşları belli uluslararası organların tavsiyeleri ile hazırlanan dernekler ve yardım toplama kanunlarında köklü değişiklikler yapan, muhataplarının düşünceleri alınmadan, toplumla paylaşılmadan, gerekçesi kamuoyuna duyurulmadan hazırlanan ilgili kanun teklifinin usulen yanlış olduğunu belirtiyoruz.
Özellikle hatırlatıyoruz ki kanun teklifinin 15. maddesi ile basit bir soruşturma bile masumiyet anlayışına aykırı olarak dernek organlarında yer alan kişilerin ya da dernek organının görevden alınması, kayyum atanması ya da derneğin faaliyetlerinin durdurulup kapatılması imkânını ortaya koymaktadır. Basit bir gizli tanık ifadesi ile bu uygulamanın yapılabilme imkânının ortaya çıkması sivil toplum ve vakıfçılık faaliyetleri için büyük bir risk oluşturmaktadır.
Bugün ciddi bir denetim ve yaptırım riski ile çepeçevre kuşatılmış olan sivil toplum çalışmalarının topluma hizmet ve toplumun sesi olma yolundaki çalışmalarına büyük engeller koyarak kökeni de milli ve yerli değil dışarıda “Kökü dışarıda” olan bu yasal düzenlemeye itiraz ediyor razı olmadığımızı bildiriyoruz.
Kayseri Gönüllü Kültür Kuruluşlarına bağlı 110 sivil toplum kuruluşu olarak!
T.B.M.Madalet komisyonundan 19 Aralık günü geçen ilgili kanun teklifinden dernekler, vakıflar ve yardım toplama ile ilgili bölümün geri çekilmesini, ilgili teklifin sivil toplum kurumlarının ve farklı siyasi grupların da katılacağı ortamlarda tartışılıp toplum hayatının kamu vicdanının kabul edebileceği bir hale getirilmesi için siyasi partilerimizi, T.B.M.M'yi ve hükümetimizi göreve davet ediyoruz.
Ahmet Taş
Kayseri Gönüllü Kültür Kuruluşları Dernek Başkanı